Page 135 - Kıyamet Alametleri
P. 135

da "Hz. İsa (as)'ın İs lam'ın hü küm le riy le hük me de ce ği ni ve hal kın
               terk et ti ği di ni uy gu la ma la rı ye ni den can lan dı ra ca ğı nı" (Sü ne n-i

               İb n-i Ma ce, 10/338) söy le miş tir. Berzenci’nin kitabında ise bu ger-
               çek şöyle haber verilmektedir: "Hazreti Muhammed (sav)'in şeria-
               tı  üzerine hüküm verecek, kendisi Peygamber olduğu halde Pey-
               gamber'e tabi olacak ve Muhammed (as)'in ümmetinden ola-
               cak…" (Kıyamet Alametleri, s. 243)
                    Geçtiğimiz yüzyılın en büyük alimlerinden Bediüzzaman Sa-

               id Nursi de Risale-i Nur Külliyatı'nda, bu konuyla ilgili dikkat çe-
               kici açıklamalar yapmıştır. Bediüzzaman'ın tahlillerine göre, Hz.
               İsa (as) Ahir Zaman'da cismani olarak yeryüzüne dönecek, mad-
               deci ve tabiatçı felsefe akımlarından doğan inkarcı odaklar ile fik-

               ren mücadele edecektir. Onun li der li ğin de İse vi lik ve Müs lü man -
               lık bir le şe rek güç lü din siz lik akı mı nı ta ma men or ta dan kal dı ra -
               cak tır. Hı ris ti yan lı ğı boş inanç lar dan, sap kın lık lar dan, hu ra fe ler -
               den te miz le ye cek tir. Hı ris ti yan la rın Ku ran'a ta bi ol ma la rı nı sağ la -
               ya cak tır. Be di üz za man, Pey gam be ri mi z (sav)'in, bu müj de le ri her -
               şe ye gü cü ye ten Al lah'ın sö zü ne da ya na rak ver di ği ni, bu ne den le

               de ger çek le şe ce ği nin ke sin ol du ğu nu be lirt miş tir. 30
                    Bu konuda, akla gelen önemli bir soru da Hz. İsa (as)'ı nasıl
               tanıyacağımızdır. Elbette, Kuran'da anlatılan peygamberlerin or-
               tak özelliklerine sahip olması onun en belirgin alameti olacaktır.

               Bunun yanında onun gerçek İsa Mesih (as) olduğunun önemli bir
               fiziki alameti daha vardır. Hz. İsa (as) ikinci gelişinde, onu daha
               önce gördüğünü, tanıdığını, geçmişini bildiğini söyleyebilecek hiç
               kimse çıkmayacaktır. Onun fiziksel özelliklerini, simasını ya da

               ses tonunu bilen tek bir kişi dahi olmayacaktır. Dünya üzerinde
               tek bir kişi "ben onu daha önceden tanıyorum, filanca zaman
               görmüştüm, onun ailesi ve yakınları şu kimselerdir" gibi bir id-

               diada bulunamayacaktır. Çünkü onu tanıyan tüm insanlar bun-



                                              Harun Yahya (Adnan Oktar)
                                                                           133
   130   131   132   133   134   135   136   137   138   139   140