Page 157 - Kıyamet Alametleri
P. 157

ğal se lek si yo nun ya nı na "fay da lı de ği şik lik se be bi" ola rak mu tas -

               yon la rı, ya ni can lı la rın gen le rin de rad yas yon gi bi dış et ki ler  ya da
               kop ya la ma ha ta la rı so nu cun da olu şan bo zul ma la rı ek le di.
                    Bugün de hala bilimsel olarak geçersiz olduğunu bilmelerine
               rağmen, Darwinistlerin savunduğu model Neo-Darwinizm'dir.
               Teori, yeryüzünde bulunan milyonlarca canlı türünün, bu canlıla-

               rın, kulak, göz, akciğer, kanat gibi sayısız kompleks organlarının
               "mutasyonlara", yani genetik bozukluklara dayalı bir süreç sonu-
               cunda oluştuğunu iddia etmektedir. Ama teoriyi çaresiz bırakan

               açık bir bilimsel gerçek vardır: Mutasyonlar canlıları geliştirmez-
               ler, aksine her zaman için canlılara zarar verirler.
                    Bu nun ne de ni çok ba sit tir: DNA çok komp leks bir dü ze ne sa -
               hip tir. Bu mo le kül üze rin de olu şan herhangi bir tesadüfi etki an -
               cak za rar ve rir. Ame ri ka lı ge ne tik çi B. G. Ran ga nat han bu nu şöy -

               le açık lar:
                    Mu tas yon lar kü çük, ras ge le ve za rar lı dır lar. Çok en der ola rak mey -
                    da na ge lir ler ve en iyi ih ti mal le et ki siz dir ler. Bu üç özel lik, mu tas -
                    yon la rın ev rim sel bir ge liş me mey da na ge ti re me ye ce ği ni gös te rir.
                    Za ten yük sek de re ce de özel leş miş bir or ga niz ma da mey da na ge le -
                    bi le cek rast lan tı sal bir de ği şim, ya et ki siz ola cak tır ya da za rar lı. Bir


                                                      Evrimciler yüzyılın başından
                                                      beri sinekleri mutasyona uğra-
                                                      tarak, faydalı mutasyon örneği
                                                      oluşturmaya çalıştılar. Ancak
                                                      onyıllarca süren bu çabaların
                                                      sonucunda elde edilen tek so-
                                                      nuç, sakat, hastalıklı ve kusurlu
                                                      sinekler oldu. Solda, normal
                                                      bir meyve sineğinin kafası ve
                                                      sağda ise mutasyona uğramış
                                                      diğer bir meyve sineği.





                                              Harun Yahya (Adnan Oktar)
                                                                           155
   152   153   154   155   156   157   158   159   160   161   162