Page 224 - Risale-i Nur - Sözler
P. 224
226 SÖZLER
Kalb ise, şu herbiri birer Âyet-i Mücesseme hükmünde olan şu
ağaçlardan Sırr-ı Tevhidi, bu İ'cazın ulüvv-ü nazmından okuyor. Yâni,
Hilkatlerinde o derece Hârika bir İntizam, bir san'at, bir Hikmet vardır ki:
Bütün Esbab-ı Kâinat birer fâil-i muhtar farzedilse ve toplansalar taklid
edemezler.
Nefis ise, şu vaziyeti gördükçe; bütün rûy-i zemin, velvele-âlûd bir
zelzele-i firakta yuvarlanıyor gibi gördü, bir zevk-i bâki aradı. "Dünya-
perestliğin terkinde bulacaksın" mânasını aldı.
Akıl ise, şu zemzeme-i hayvan ve eşcardan ve demdeme-i nebat ve
havadan gayet manidar bir İntizam-ı Hilkat, bir Nakş-ı Hikmet, bir Hazine-
i Esrar buluyor. Her şey, çok cihetlerle Sâni'-i Zülcelâl'i Tesbih ettiğini
anlıyor.
Heva-yı nefs ise şu hemheme-i hava ve hevheve-i yapraktan öyle bir
lezzet alıyor ki, bütün ezvak-ı mecazîyi ona unutturup, o heva-yı nefsin
hayatı olan zevk-i mecazîyi terketmekle, bu Zevk-i Hakikatte ölmek
istiyor.
Hayal ise, görüyor; güya şu ağaçların Müekkel Melaikeleri içlerine girip
herbir dalında çok neyler takılan ağaçları cesed olarak giymişler. Güya
Sultan-ı Sermedî, binler ney sadâsıyla muhteşem bir resm-i küşadda onlara
onları giydirmiş ki; o ağaçlar camid, şuursuz cisim gibi değil.. belki gayet
şuurkârane manidar vaziyetleri gösteriyorlar.
İşte o neyler; semavî, ulvî bir musikîden geliyor gibi safi ve müessir-
dirler.