Page 46 - Risale-i Nur - Sözler
P. 46

Onuncu Söz






                                     Haşir Bahsi


                                                    İ H T A R

                             [Şu Risalelerde teşbih ve temsilleri, hikâyeler suretinde yazdı-
                           ğımın sebebi; hem teshil, hem Hakaik-i İslâmiye ne kadar mâkul,
                           mütenasib, muhkem, mütesanid olduğunu göstermektir. Hikâye-
                           lerin  mânaları,  sonlarındaki  Hakikatlerdir.  Kinaiyyat  kabilinden
                           yalnız  onlara  delâlet  ederler.  Demek,  hayâlî  hikâyeler  değil,
                           doğru Hakikatlerdir.]






                            ِ
                                                             ِ
                                                                       ى ِ
                               ِ
             َ َى تومْلا َ ِ يِ َ حم  َ َ  َ كلذ َناَا ِ تِومَدعبَضر لاْاَ ِ يِح ن ْ  َ يَف ْ    َ َ ي ك  ِ َ لِلّا َتمحر َ َ ِراثىا َ ىلَا َرنظ َ ناف
                             ل
                                                          ه
                              َّ ى

                                                                            ْ
                                                                          ْ
                                                                ْ
                                   ْ     ْ     ْ
                ْ
                      ْ ن
                                        ٍ ۪ دق

                                                    ن
                                   ٌ     َ َ َ ري  َ ء   شََلن ِّ  َ ِ ك  َى لٰع َوهو
                                         ْ

            Birader, Haşir ve Âhireti basit ve avam lisanıyle ve vâzıh bir tarzda be-
          yanını ister isen, öyle ise şu temsilî hikâyeciğe nefsimle beraber bak, dinle:

            Bir  zaman  iki  adam,  Cennet  gibi  güzel  bir  memlekete  (şu  dünyaya
          işarettir)  gidiyorlar.  Bakarlar  ki:  Herkes ev,  hâne, dükkân  kapılarını açık
          bırakıp  muhafazasına  dikkat etmiyorlar.  Mal  ve  para, meydanda  sahibsiz
          kalır.  O  adamlardan  birisi,  her  istediği  şey’e  elini  uzatıp,  ya  çalıyor,  ya
          gasbediyor.  Hevesine  tebaiyyet  edip  her   nevi   zulmü,   sefaheti   irtikâb
          ediyor.  Ahâli  de  ona  çok   ilişmiyorlar.   Diğer   arkadaşı   ona   dedi   ki:
   41   42   43   44   45   46   47   48   49   50   51