Page 372 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 372
,86 YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN
içinde gayet ince ve kısa, îcazlı cümleleri bir derece izah ve Türkçe'ye
tercüme etmek lâzım geliyor.
İşarat-ül İ'caz'ın Hârikalarından birisi de budur ki: Her bir
Âyetin sair Âyetlere münasebatını ve her Âyetteki Cümlelerinin
birbirine karşı nisbetini ve Nizamını ve her Cümledeki heyetlerin ve
Harflerin mana-yı maksuda karşı nisbetlerini ve teveccühlerini gösterip
âyetlerin intizamından ve Cümlelerin Nizamından ve her cümlenin
heyetinin nazmından bir Lem'a-i İ'caz göstermesidir. Âdeta bir saatin
saniyeleri sayan mili ve dakikaları sayan yelkovanı ve saatleri sayan
ibresi gibi o Nazımdaki Nükteleri beyan ve ondaki Hakikatı bürhanlarla
izah, hattâ bazan bir tek Harfte büyük bir Hakikatı ifade etmesidir. Ve
her bir Âyetin Hakikatini gayet İ'caz ile ve kat'î hüccetlerle isbat ediyor
ki; şimdi yüzotuz Risalenin çekirdekleri ve hülâsaları hükmündedirler.
Ve Cümlenin ve Cümledeki heyetlerin ve Harflerin nüktelerini ve ifade
ettikleri zımnî hükümlerini bilâ-istisna İlm-i Belâgatın ince kaideleri ile
ve İlm-i Nahvin ve Sarfın kaideleriyle ve İlm-i Mantığın ve Usûl-i Din
ve sair İlimlerin Kanunlarıyla beyan eder. Hattâ hurdebînî bir manevî
âletle, görünmeyen incecik Münasebat-ı Belâgatı beyan ediyor ve
emarelerini gösteriyor. Ve Kur'anın nazarı küllî olmasından bütün
beyan edilen Hak manalara ve nüktelere, elbette kudsî Elfaz-ı Kur'aniye
zımnî, remzî işaret ve delalet eder denilebilir.
Hüsrev, Sungur, Hayri, Sadık, Sabri,
Sıddık Süleyman
* * *