Page 105 - İnsanın Yaratılış Mucizesi
P. 105

Harun Yahya (Adnan Oktar)




                 veriyor, diğerlerinden gelen sinyallere projeyle tam içiçe olabilmek
                 için hassas bir şekilde cevap verebiliyor." 32
                 Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşıldığı gibi, hücrelerin farklılaşa-
            rak birbirlerinden tamamen apayrı görevler üstlenmelerini, belirli bir
            plan dahilinde hareket etmelerini sağlayanın "genetik bir program" oldu-
            ğundan söz edilmektedir. Bu, doğrudur; gerçekten de her hücrenin içine
            kusursuz bir program yerleştirilmiştir. Ancak önemli olan şudur: Bu
            programı yapan ve hücrelerin içine yerleştiren kimdir? Burada bahsetti-
            ğimiz program sıradan bir bilgisayar programı gibi bir şey değildir. Bu
            programı uygulayan hücreler, içinde milyonlarca içiçe geçmiş kompleks
            yapısıyla, duyan, gören, hisseden, düşünen, karar alabilen, neşe duyan,
            güzellikleri takdir edebilen, kendi hücrelerini, genlerini, DNA'sını incele-
            yip bundan sonuçlar çıkartabilen bir insanı meydana getirmektedir. Üs-
            telik hücre dediğimiz protein yığınlarının böyle bir programı anlayabil-
            mesi, bu programa uygun hareket etmesi gerektiğinin şuuruna varabil-
            mesi, üstelik her aşamayı eksiksiz olarak yerine getirebilmesi zaten başlı
            başına bir mucizedir.
                 Nitekim günümüzün önde gelen evrim savunucularından biri olan
            Richard Dawkins, insanın oluşumu aşamasında, bir insanın genetik prog-
            ramını içeren genlerin bu denli bir işbirliği içinde hareket etmeleri karşı-
            sındaki çaresizliğini şöyle ifade etmiştir:

                 "… Ceninin gelişiminde de genler o kadar karmaşık ve birbiriyle ki-
                 litlenmiş bir ilişkiler ağıyla denetleniyor ki buna değinmememiz da-
                 ha doğru olacak." 33
                 Dawkins, insanın yaratılış mucizesinde görevli genler arasındaki
            ilişkilerin, bu genlerin sergiledikleri olağanüstü yeteneklerin tesadüfen
            oluşamayacağını, böyle kompleks bir sistemin evrim mekanizmaları ile
            açıklanmasının mümkün olmadığını anlamış ve böyle bir itirafta bulun-
            muştur. Ancak çok önemli bir noktayı atlamaktadır. Değil başlıbaşına bir
            mucizeler zinciri şeklindeki bebeğin gelişiminin, bu bebeğin oluşumu için
            gerekli olan tek bir parçanın, tek bir hücrenin tesadüfen oluşması da aynı
            şekilde mümkün değildir.





                                                                                     103
   100   101   102   103   104   105   106   107   108   109   110