Page 50 - İnsanın Yaratılış Mucizesi
P. 50

İNSANIN YARATILIŞ MUCİZESİ




                   Şimdi bu bilgileri biraz daha derinlemesine inceleyelim. Hipotalamus
              dediğimiz küçücük salgı bezi zamanı nasıl tesbit etmektedir? Üstelik bu-
              güne kadar yaşamış olan ve halen yaşamakta olan milyarlarca kadında
              tam gereken zamanda, hiç şaşırmadan bu süreyi nasıl hesaplamaktadır?
              Hipotalamus, beynin diensefalon  bölgesinde (orta beyin) yer alan, zama-
              nı tespit edebilecek bir mekanizması olmayan, üstelik dış dünyayla hiçbir
              şekilde muhatap olmayan, hücrelerden oluşmuş bir et parçasıdır. Bu et
              parçasının zaman ayarı yapması elbette insanın sıradan bir olay gibi üze-
              rinden geçip gidebileceği bir konu değildir. Ancak bu küçücük ayrıntı, in-
              san vücudunda durmaksızın meydana gelen mucizevi olaylardan sadece
              bir tanesidir. İnsanı hayrete düşüren bu tür olaylar insan bedeninin her
              milimetrekaresinde, her an, hiç durmaksızın devam etmektedir. Örneğin
              hipotalamusun yolladığı emri okuyup anlayabilen, bu anladığı emre göre
              karar alıp, bu karar doğrultusunda üretim yapabilen ve ürettiği maddele-
              ri kendisinden çok uzakta, hiç görmediği bir yere hatasız olarak ulaştıra-
              bilen hipofiz bezinde de hayranlık uyandıran bir mucize gerçekleşmekte-
              dir. Hipofiz bezi de yine bir hücre topluluğudur. Bu hücrelerin biraraya
              gelip, şuurlu bir şekilde kendilerine ulaşan emirleri "anlamaları" ve bu an-
              ladıkları emre uymaları başlı başına olağanüstü bir durumdur. Bu hücre-
              ler topluluğunun "anlama", "kavrama", "sonuç çıkarma", "karara varma",
              "kararı uygulama" gibi özellikleri hangi şuurla mümkün olmaktadır?
                   İnsan vücudu ışığın girmediği, karanlık, pek çok sıvının damarlar
              içinde büyük bir hızla hareket ettiği, son derece yoğun bir trafiğin oldu-
              ğu karmaşık bir ortamdır. Bu ortamda kendi boyutuna kıyasla devasa
              maddelerle karşılaşan bir molekül yığınının istediği yere zarar görmeden
              ve kaybolmadan ulaşması, hatta bazı aracılarla gerekli yerlere birtakım
              maddeler yollaması hiçbir evrimci izahla açıklanamaz. Çünkü evrimcile-
              rin bu tip mucizevi yaratış delilleri karşısında tek sığınakları olan tesa-
              düflere -diğer hiçbir canlıda olmadığı gibi- insan vücudunun kompleks
              yapısı içinde de yer yoktur.
                   Bir kez daha hatırlatmalıyız ki, tüm bu olaylar esnasında karşımıza çı-
              kan akıl ve şuur bu hücrelerin hiçbirine ait değildir. Hücre dediğimiz var-
              lıkların birbirlerini görecek gözleri, konuşup anlaşabilecek dilleri, duyabi-




       48
   45   46   47   48   49   50   51   52   53   54   55