Page 65 - Kuran'da Ümitvar Olmak
P. 65

Harun Yahya (Adnan Oktar)                 63


            da fakat Türkçede kullanılışını ruh hali olarak bazı insanlar yanlış
            biliyorlar. Kadere tevekkül etmek, boyun eğmek ne demek
            biliyor musun? Allah’ın dediği en mükemmel şey olacak, en

            mutlu olacağın, ahiretin, dünyan için en mükemmel olaya
            doğru gidiyorsun demektir. Çünkü Allah kaderde asla hata
            yapmaz, olaylarda asla hata yapmaz.
               ALTUĞ BERKER: Hocam, Bediüzzaman Hazretleri de, siz
            de onu çok seversiniz, hep ifade ediyorsunuz. O da sizin gibi böyle
            çok ümitvar konuşmalar yapılması taraftarıydı. Kendisi de mesela,
            “Ümitvar olunuz, ileride en yüksek ve gür seda, İslam’ın sedası ola-
            caktır” diye, o şartlarda, yani Dünya Savaşları’nda.
               ADNAN OKTAR: Ama bak, şimdi burada yine bu, bu keli-
            me, bu konuşma yanlış anlaşılır. Bu ümitvar olma, genellikle mese-
            la kanser hastasıdır şahıs, ümitvar olun derler. Ama adam ölecek-
            tir  değil  mi?  Öyle  bilinir.  Bu  anlamda  bir  ümitvarlık  değil  bu.
            Bediüzzaman  ne  diyor  biliyor  musun?  “Ben”  diyor,
            “gözümle  gördüm,  zamanın  dışına  çıktım”  diyor.  “Tai
            mekan, tai zaman oldu” diyor. “Zaman ve mekan boyutu-
            nun  dışına  çıktım,  olayları  Allah’ın  dilemesi  ile  gördüm.

            Mehdi (as)’ı da gördüm, olayları da gördüm. İslam ahlakı
            hakim  oldu  diyor,  ben  gördüm,  gelip  şimdi  anlatıyorum”
            diyor. “Ümitvar olunuz” diyor, “olacak” diyor. Bu anlamda
            diyor. Olmuş bir şeyi anlatıyor. Genellikle bu yanlış uygu-
            landığı için, yani bunun arasıra biraz anlatılmasında fayda
            var. Tabii, mesela ümitvar olunuz, duyan “tamamen neşeni kay-
            betme. Tamam bitti ama bu iş, ama umutsuz da olma, var gücün-
            le yine gayret et, ama bitti tabii”, gibi, öyle anlaşılır. Böyle bir şey
            yok.  Bediüzzaman’ın  anlattığı  bu  değil.  Bediüzzaman,  bizzat
   60   61   62   63   64   65   66   67   68   69   70