Page 133 - Darwin Bu Gerçekleri Bilmiyordu
P. 133

DARWIN BU GERÇEKLER‹ B‹LM‹YORDU



             zeflme" demektir ve evrimcilere göre "aralar›nda evrimsel bir akrabal›k
             bulunmayan, ama ayn› do¤al flartlara uyum sa¤lamak için birbirine ben-
             zer flekilde evrimleflmifl" organlar› kast eder. Nitekim Andrew Berry de
             Bilim ve Teknik'teki makalesinde uzun uzun "benzeflen evrim" senaryola-
             r› anlatmakta, evrimsel yak›nl›¤› olmamas›na ra¤men çok benzer olan
             canl›lardan söz etmektedir.
                Sonuçta, analoji (benzeflen evrim) kavram›n›n da bir temel varsay›-
             m› vard›r: "Benzer organlar, ortak atadan kaynaklanm›yor olabilir."
             (Varsay›m 2)
                Dikkat ederseniz 1. ve 2. varsay›mlar aç›kça çeliflkilidir! Evrimciler
             benzer organlar›n, birbirleriyle hiçbir yak›nl›¤› bulunmayan canl›larda
             yer alabildi¤ini kabul ettiklerine göre, sonra nas›l olup da baflka benzer
             organlar›, "ortak atadan evrimleflme" tezinin kan›t› olarak sunabilirler?
             Bu mant›ksal aç›dan son derece çeliflkili bir d urumdur.
                Asl›nda evrimcilerin her iki varsay›m›n› birlefltirdi¤imizde, ortaya
             ilginç bir formül ç›kmaktad›r:
                E¤er iki canl›n›n benzer organlar› varsa, evrimciler bunu "ortak ata"
             delili olarak yorumlarlar. E¤er bu mümkün de¤ilse, bu kez cevap tam
             ters yöndedir: Ne ilginçtir ki, evrim sürecinde farkl› canl›lar ayn› yolu
             seçmifltir. Her durum için bir "aç›klama" vard›r. Ve bu da, zaten bu "aç›k-
             lama"lar›n hiçbirinin bilimsel olmad›¤›n›, sadece '"senaryo" olduklar›n›
             göstermektedir.
                Evrim teorisinin bu yönü, 20. yüzy›l›n en büyük bilim felsefecisi ola-
             rak kabul edilen Karl Popper taraf›ndan önemle vurgulanm›flt›r. Popper,
             her üçü de 19. yüzy›l materyalizminin ürünü olan Darwinizm'in, Mark-
             sizm'in ve Freudizm'in, aynen astroloji gibi bilim d›fl›nda kalan bir ö¤re-
             ti oldu¤unu anlat›r. Astroloji, yani y›ld›z fal›, insanlar›n davran›fllar› ile
             y›ld›zlar›n hareketleri aras›nda bir "iliflki" oldu¤unu varsayar ve sonra
             da yaflanan her olay› bu varsay›ma göre kendince aç›klar. Örne¤in Sal›-
             günü hasta m› oldunuz? Astrolojiye inanan bir kifli, bunu "Jüpiter'in
             dünya üzerindeki etkisi"ne ba¤layabilir. Ertesi gün iyileflirseniz, bu kez
             de Satürn'ün halkalar›n›n devreye girdi¤ini öne sürer. Her durum için,
             kendince, bir "aç›klama" getirir. Ama asl›nda bizzat bu "aç›klamalar",





                                                                 HARUN YAHYA    131
   128   129   130   131   132   133   134   135   136   137   138