Page 149 - Darwin Bu Gerçekleri Bilmiyordu
P. 149
DARWIN BU GERÇEKLER‹ B‹LM‹YORDU
çalar›n hepsine birden ihtiyaç duyar. Daha basite indirgenemez. Gerçek-
te Andrew Berry'nin sözünü etti¤i "beyaza (veya ›fl›¤a) duyarl› hüc-
re"nin ifllev görmesi bile, indirgenemez kompleks bir sistem gerektir-
mektedir. Türk evrimcilerinden Cemal Y›ld›r›m, evrim teorisini savun-
mak niyetiyle kaleme ald›¤› Evrim Kuram› ve Ba¤nazl›k adl› kitab›nda bu
gerçe¤i flöyle itiraf eder:
Görmek için çok say›da düzene¤in iflbirli¤ine ihtiyaç vard›r: Göz ve gözün iç
düzeneklerinin yan› s›ra beyindeki özel merkezlerle göz aras›ndaki ba¤›nt›lar-
dan söz edilebilir. Bu karmafl›k yap›laflma nas›l oluflmufltur? Biyologlara göre
evrim sürecinde, gözün oluflumunda ilk ad›m, kimi ilkel canl›larda deri üzerin-
de ›fl›¤a duyarl› küçük bir bölümün belirmesiyle at›lm›flt›r. Ancak do¤al selek-
siyonda bu kadarc›k bir oluflumun kendi bafl›na canl›ya sa¤lad›¤› avantaj ne
olabilir? Öyle bir oluflumla birlikte beyinde görsel merkez ile ona ba¤l› sinir
a¤›n›n da kurulmas› gerekir. Oldukça karmafl›k olan bu birbirine ba¤l› düzenek-
ler kurulmad›kça "görme" dedi¤imiz olay›n ortaya ç›kmas› beklenemez... S›ra-
dan bir yumuflakça olan ibi¤in gözünde bizimkinde oldu¤u gibi retina, kornea
ve selüloz dokulu lens vard›r. fiimdi evrim düzeyleri bu denli farkl› iki türde bir
dizi rastlant›y› gerektiren bu yap›laflmay› salt do¤al seleksiyonla nas›l aç›klaya-
biliriz?... Darwincilerin bu soruya doyurucu yan›t verip veremedikleri tart›fl›-
labilir... 19
Görüldü¤ü gibi, Andrew Berry'nin bir cümleyle de¤inip geçti¤i, an-
cak sanki önemli bir bilimsel aç›klama gibi sundu¤u "gözün basite indir-
genebilirli¤i" tezi, bilimsel detaylar biraz düflünüldü¤ünde ortaya ç›kan
büyük bir yan›lg›d›r.
9. "Uzun Zaman" ve Do¤al Seleksiyon Yan›lg›lar›
Andrew Berry, Bilim ve Teknik'teki röportaj›nda "uzun zaman" kavra-
m› üzerinde de durmufl, yeterli zaman verildi¤inde ve do¤al seleksiyon
ile, cans›z maddelerin tüm canl›l›¤› oluflturabilece¤ini öne sürmüfltür.
Evrimcilerin s›k s›k s›¤›nd›klar› bu iddian›n temelinde, zaman›n im-
kans›z› baflarabilecek bir güç oldu¤u varsay›m› yatar. Buna göre, kimya-
sal bir kar›fl›m›n tesadüfen amino asitleri, proteinleri, DNA ve RNA'y›, di-
¤er hücre parçac›klar›n› ve sonuçta canl› bir hücreyi oluflturmalar› k›sa bir
HARUN YAHYA 147