Page 645 - Üst Akıl İngiliz Derin Devleti'nin İç Yüzü 2. Cilt
P. 645

ADNAN HARUN YAHYA




                         Ayetin Arapçası ise şöyledir:


















                         "Ve iz ehaze rabbuke min benî âdeme min zuhûrihim zurriyyetehum ve eş-

                         hedehum alâ enfusihim, e lestu birabbikum, kâlû belâ, şehidnâ, en tekûlû
                         yevmel kıyâmeti innâ kunnâ an hâzâ gâfilîn(gâfilîne)."
                         ve iz ehaz : ve çıkardığı, aldığı zaman

                         (İz: Hani, hatırla, o halde, öyleyse, o vakit, zaman, …dığında, …..dığı vakit,
                         çünkü, zira, ….dığı için, sebebiyle)
                         rabbu-ke: senin Rabbin
                         min benî âdeme: Âdemoğullarından

                         min zuhûri-him: onların sırtlarından
                         zurriyyete-hum: onların zürriyetlerini, onların soyları, onların nesilleri
                         ve eşhede-hum: ve onları şahit tuttu

                         alâ enfusi-him: nefslerinin (kendilerinin) üzerine
                         e lestu: ben değil miyim?

                         bi rabbi-kum: sizin Rabbiniz
                         kâlû: dediler
                         belâ: evet

                         şehid-nâ: biz şahit olduk
                         en tekûlû: demeniz, demenize karşı (dememeniz için)
                         yevme el kıyâmeti: kıyâmet günü

                         innâ: muhakkak ki biz, gerçekten biz
                         kun-nâ: biz olduk, ... idik
                         an hâzâ: bundan

                         gâfilîne: gâfiller, habersiz olanlar
                         Ayette geçen 'zürriyyet' kelimesi bu ayetin dışında Kuran-ı Kerim'de 18

                     yerde daha geçmektedir. Bu kelimenin kullanıldığı tüm ayetlerde ise anlamı,
                     İslam alimlerinin ittifakıyla, "insan nesli"dir. Bu ayette de, Adem'in zürriye-
   640   641   642   643   644   645   646   647   648   649   650