Page 128 - Müminlerin Merhameti
P. 128
126 MÜMİNLERİN MERHAMETİ
do ğal se lek si yon "tek ba şı na" ve do la yı sıy la tü müy le et ki siz bir
me ka niz ma ola rak kal mış olu yor du.
Neo-Dar wi nizm ve Mu tas yon lar
Dar wi nist ler ise bu du ru ma bir çö züm bu la bil mek için
1930'la rın son la rın da, "Mo dern Sen te tik Te ori"yi ya da da ha
yay gın is miy le neo-Dar wi nizm'i or ta ya at tı lar. Neo-Dar wi nizm,
do ğal se lek si yo nun ya nı na "fay da lı de ği şik lik se be bi" ola rak mu -
tas yon la rı, ya ni can lı la rın gen le rin de rad yas yon gi bi dış et ki ler
ya da kop ya la ma ha ta la rı so nu cun da olu şan bo zul ma la rı ek le di.
Bugün de hala bilimsel olarak geçersiz olduğunu bilmelerine
rağmen, Darwinistlerin savunduğu model neo-Darwinizm'dir.
Teori, yeryüzünde bulunan milyonlarca canlı türünün, bu can-
lıların, kulak, göz, akciğer, kanat gibi sayısız kompleks organla-
rının "mutasyonlara", yani genetik bozukluklara dayalı bir
süreç sonucunda oluştuğunu iddia etmektedir. Ama teoriyi
çaresiz bırakan açık bir bilimsel gerçek vardır: Mutasyonlar
canlıları geliştirmezler, aksine her zaman için canlıla-
ra zarar verirler.
Bunun nedeni çok basittir: DNA çok kompleks bir düzene
sahiptir. Bu molekül üzerinde oluşan herhangi bir tesadüfi etki
ancak zarar verir. Amerikalı genetikçi B. G. Ranganathan bunu
şöyle açıklar:
Mu tas yon lar kü çük, ras ge le ve za rar lı dır lar. Çok en der ola rak
mey da na ge lir ler ve en iyi ih ti mal le et ki siz dir ler. Bu üç özel lik,
mu tas yon la rın ev rim sel bir ge liş me mey da na ge ti re me ye ce ği ni
gös te rir. Za ten yük sek de re ce de özel leş miş bir or ga niz ma da
mey da na ge le bi le cek rast lan tı sal bir de ği şim, ya et ki siz ola cak tır