Page 126 - Evrim Aldatmacası
P. 126

E V R İ M       A L D A T M A C A S I



                   Memelilerin Kökeni

                   Evrim teorisi, daha önce de belirttiğimiz gibi, denizden evrimleşe-
              rek çıkan hayali birtakım canlıların sürüngenlere dönüştüğünü, kuşla-
              rın da sürüngenlerin evrimleşmesiyle oluştuğunu iddia eder. Aynı

              senaryoya göre sürüngenler yalnızca kuşların değil, aynı zamanda
              memelilerin de atasıdırlar. Oysa vücutları pullarla kaplı, soğukkanlı ve
              yumurtlayarak çoğalan sürüngenler ile, vücutları tüylü, sıcakkanlı ve

              doğurarak çoğalan memeliler arasında  çok büyük yapısal uçurumlar
              vardır.

                   Bu uçurumların bir örneği, sürüngenlerin ve memelilerin  çene
              yapılarıdır. Memelilerde alt çenede tek bir kemik vardır ve dişler bu
              kemiğin üzerine oturur. Sürüngenlerde ise alt çenenin her iki yanında

              üçer tane küçük kemik bulunur. Bir başka temel farklılık, tüm memeli-
              lerin orta kulaklarında üç tane kemik (örs, üzengi ve çekiç kemikleri)
              bulunmasıdır; buna karşılık tüm sürüngenlerde orta kulakta tek bir
              kemik yer alır. Evrimciler, sürüngen çenesinin ve sürüngen kulağının
              aşamalı olarak memeli çenesine ve kulağına dönüştüğünü iddia ederler.

              Bu akıl almaz dönüşümün nasıl gerçekleştiği sorusu elbette cevapsızdır.
              Özellikle tek kemikten oluşan bir kulağın üç kemikli hale nasıl dönüş-
              tüğü ve işitme duyusunun bu sırada nasıl devam ettiği, asla cevaplana-

              mayan bir sorudur.
                   Nitekim sürüngenlerle memelileri birbirine bağlayabilecek tek bir

              ara form fosili dahi bulunamamıştır. Bu yüzden evrimci paleontolog
              Roger Lewin, "ilk memeliye nasıl geçildiği hala bir sırdır" demek
              zorunda kalır. 71

                   20. yüzyılda Neo-Darwinist teorinin kurucularından biri olan
              George Gaylord Simpson ise, evrimciler açısından çok şaşırtıcı olan bu

              gerçeği şöyle ifade eder:





               124
   121   122   123   124   125   126   127   128   129   130   131