Page 37 - Derin Düşünmek
P. 37
Adnan Oktar (Harun Yahya) 35
On lar ken di pay la rıy la ya rar lan ma ya bak tı lar; siz de, siz den ön ce ki -
le rin ken di pay la rıy la ya rar lan ma ya kal kış ma la rı gi bi, ken di pay la rı -
nız la ya rar lan ma ya bak tı nız ve siz de (dün ya ya ve zev ke) da lan lar gi -
bi dal dı nız. İş te on la rın dün ya da ahi ret te bü tün ya pıp-et tik le ri
(amel le ri) bo şa çık mış tır ve iş te on lar kay ba uğ ra yan lar dır. (Tev be
Su re si, 69)
Her şe ye "Alış kan lık Gö zü"yle Bak mak ve
Bu Ne den le Üze rin de Dü şün me ye
Ge rek Gör me mek
İn san lar ba zı şey ler le ilk kez kar şı laş tık la rın da, on da ki ola ğa nüs tü -
lü ğü an la ya bi lir ler ve bu, on la rın dü şün me le ri ne, gör dük le ri şe yi in ce le -
yip araş tır ma la rı na ne den ola bi lir. An cak bir sü re son ra bu şe ye kar şı bir
alış kan lık olu şur ve ar tık et ki len me me ye baş lar lar. Özel lik le de he men
her gün kar şı laş tık la rı bir var lık ve ya olay, ar tık on lar için "sı ra dan" bir
şey ha li ne ge lir.
İnsanları derin düşünmekten alıkoyan en önemli etkenlerden biri günlük yaşantı-
larında yapmaları gereken işlerinin yoğunluğudur.