Page 97 - Gözardı Edilen Kuran Hükümleri
P. 97
Harun Yahya (Adnan Oktar) 95
yorlar. Ama şehirlerde bu yok. Bu çok ürkütücü. Dostluk, sevgi ve
kardeşliğin çok yayılması lazım. Mesela tenha bir sokaktan geçer-
ken “selamün aleyküm” dersin, “aleyküm selam” der. O ne demek-
tir, “ben güvenilir bir insanım sen de güvenilir bir insansın, benden
sana zarar gelmez, senden de bana zarar gelmez”. Bir huzur verir
bu. Adamın kim olduğu belli değil, karşıdan karanlık bir gölge geli-
yor. Mesela, bir genç kız, çocuk tedirgin olur. Yahut bir delikanlı
olsa da tedirgin olur. Gaspçı da çıkabiliyor, hırsız da çıkabiliyor, psi-
kopat çıkabiliyor, ne olacağı belli değil. Ama selam yayılmış olsa bu
tamamen ortadan kalkar, sevecenlik, sevgi ortamı olsa, işte inti-
harların kökeninde de bunlar var.” (Sayın Adnan Oktar’ın 17
Kasım 2009 tarihinde Mavi Karadeniz ve Ekintürk TV’de canlı ola-
rak yayınlanan röportajından)
“Toplum İçinde Selam Vermekten Çekinilmesi
Şeytanın Bir Oyunudur”
“Kuşku duyan, birbirinden nefret eden, korkuyla yaşayan bir
toplum özlemi içerisinde şeytan bir politika uyguluyor. Bu oyuna hiç
kimse gelmesin. Kardeşim dışarı çıkın, gözünü kim yerden kaldıra-
biliyor? Böyle hayat olur mu? Gözünü yerden kaldıramıyor adamlar.
Bakamıyor yüzüne. Sen görüyor musun dışarıda birbirinin yüzüne
bakabilen insan? Çok nadir. Selam veren birbirine, yani mümkün
mü? Nerede selam vermek! Selam versen, arkasını döne döne
bakar, ne oluyor falan diye böyle. Çok özür dilerim diyor, niçin,
nereden icap etti diyor, değil mi? Yani merhaba diyemiyorsun. Güler
yüz mesela, güler yüz göstersen, adam bön bön bakıyor, dehşete
düşüyor yani. Hatta bir de takip de ediyor, bir şey mi oldu acaba
ya diyor, ajan majan mı bunlar diyor. Yani delice bir paranoya var
bir kısmında. Mesela bir iltifat mümkün değil, tabii. Mesela araba-