Page 174 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 174
176 BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
O vakit nefsim dahi : "Evet evet.. Acz ve Tevekkül ile, Fakr ve İlticâ
ile Nur Kapısı açılır, zulmetler dağılır.
ِ
للّ د
ن
م َ لاس ِ ْ لااو امي ْا لا ٰ لَع ِ ِ ٰ مح َا ْل dedi. Meşhur Hikem-i Atâiyyenin
ْ َ َ َ ْ َ ُ
şu fıkrası :
هدجو نم دقف اذام و ۞ هدقف ن م دجو ا م ذا ٰ ٰ َ
َ
ُ َ َ ْ َ َ َ َ ٰ ٰ َ
ُ
َ َ َ ْ
َ َ َ
Yâni : "Cenâb-ı Hakkı bulan, neyi kaybeder? Ve Onu kaybeden, neyi
kazanır?"
Yâni : "Onu bulan herşey'i bulur, Onu bulmayan hiçbir şey bulmaz,
bulsa da başına belâ bulur." ne derece âlî bir Hakikat olduğunu gördüm
ِ
ِ
ve ءابرغْلل ابوُط Hadîsinin Sırrını anladım, şükrettim.
ٓ
َ َ ُ
َ
İşte Kardeşlerim, karanlıklı bu gurbetler, çendan Nur-u Îmanla
nurlandılar; fakat yine bende bir derece hükümlerini icra ettiler ve şöyle
bir düşünceyi verdiler : "Mâdem ben garibim ve gurbetteyim ve gurbete
gideceğim, acaba şu misafirhanedeki Vazifem bitmiş midir? Tâ ki sizleri
ve Sözler'i tevkil etsem ve bütün bütün alâkamı kessem…" fikri hâtırıma
geldi. Onun için sizden sormuştum ki: "Acaba yazılan Sözler kâfi midir ?
Noksanı var mı ? Yâni : Vazifem bitmiş midir ? Tâ ki Rahat-ı Kalble,
kendimi nurlu, zevkli, hakikî bir gurbete atıp, dünyayı unutup, Mevlânâ
Celâleddin'in dediği gibi :
deyip, ulvî bir gurbeti arayabilir miyim?" diye sizi o suâller ile tasdi'
etmiştim.
ِ ق ابْلا وه ق ا ِ بْلَا
َ
َ
َ ُ
Said Nursî
* * *