Page 99 - Hristiyanlar Hz İsa'yı Dinlesinler
P. 99
Adnan Oktar
Harun Yahya
yaratan, onun içindekilerin tümünü bir denge ve düzen içinde var
eden, insanı ve tüm diğer canlıları bu muhteşem sistem içinde kusur-
suzca yaratan, insana bir kader veren Allah kuşkusuz ki yarattığı her
canlıyı gözetip korumaya da kadirdir. Rabbimiz, her şeyin bilgisine
sahiptir. O, her şeyi görür, her şeyi işitir. O'ndan hiçbir şey gizli değil-
dir. O'nun bilgisi olmaksızın tek bir canlı tek bir nefes dahi alamaz, tek
bir yaprak dahi hareket edemez, tek bir elektron yer değiştiremez.
Allah dilerse, bunların tamamını yok etmeye ve yeniden görülmemiş,
tanınmamış bir güzellikte yoktan var etmeye kadirdir. Allah için bu
kuşkusuz ki çok kolaydır. Rabbimiz'in yalnızca "Ol" emri ile her şey
olur.
Allah her gözün gördüğünü görür, her sesi duyar. Her gözün gö-
receğini de, her kulağın duyacağını da zaten yaratan O'dur. Kuran'ın
bizlere gösterdiği İslam'ı tam olarak anlayamamış olan bazı Hristiyan-
lar, İslam'da Allah'ın insanlara uzak olduğuna dair bir anlayış oldu-
ğunu iddia ederek teslis dogmasını kendilerince haklı çıkarmaya çalı-
şırlar. Oysa Allah bizden uzak değildir, her an bizimledir. Allah her
yerdedir ve İslam bu gerçeği Kuran ayetleriyle insanlara haber verir.
İslam'ın aksine teslis düşüncesi Allah'ı uzak görür. Bu sebeple Allah'ın
ancak Hz. İsa (as)'ı vesile ederek kullarına ulaşabildiği düşüncesi ha-
kimdir. İşte bu düşünce, Allah'ı tam anlayamama, gereği gibi takdir
edememekten kaynaklanır.
Allah'ın kendilerinden uzak olduğunu düşünen bazı Müslüman-
lar elbette vardır. Fakat onların kaynağı Kuran değil, kendi türettikle-
ri hurafelerdir. Dolayısıyla onların savundukları şeyin bilgisi İslam'da
yoktur. Gerçekte, Allah'ın kendilerinden uzak olduğunu düşünen bir
kısım Müslümanlar da, Allah'ın kendilerine vesilelerle ulaşabileceğini
düşünen teslisçi Hristiyanlar da aynı yanlış anlayışı paylaşırlar. Yüce
Rabbimiz Kuran'da;
"Andolsun, insanı Biz yarattık ve nefsinin ona ne vesveseler ver-
mekte olduğunu biliriz. Biz ona şahdamarından daha yakınız."
(Kaf Suresi, 16),
97