Page 195 - Atatürk Ansiklopedisi 1. Cilt
P. 195
Harun Yahya
mufl, flafl›rm›fl. Derse girsin mi, girmesin mi bir türlü karar veremiyor.
O s›rada akl›na rektöre müracaat etmek gelir. Kalkar, yan›na gider.
Aralar›nda flu konuflma geçer:
"Efendim, mütereddidim. Acaba ne yapsam?"
"Sizde böyle büyük bir adam ölünce ne yaparlarsa, onu yap›n."
‹flte o zaman Alman profesör kollar›n› iki yana sark›tarak:
"Bizde bu kadar büyük bir adam ölmedi ki..." der. 23
K›rk As›rl›k Türk Yurdu
1923 Mart›'n›n on beflinci pazar günüydü. Atatürk, Adana istas-
yonunda trenden inmifl, sa¤› solu dolduran halk›n coflkun alk›fllar›
ve "Yafla, varol!" sesleri aras›nda yaya olarak flehre gidiyordu.
Yar› yolda karalar giymifl bir kad›n kalabal›¤› göze çarpt›; sonra
onlar›n aras›ndan ikifler levha tafl›yan dört genç k›z ç›kt›; Atatürk'ün
önünde durdular, arkalar›nda bir k›z daha göründü ve önüne geçti.
H›çk›r›klar, iniltiler ve yalvar›fllarla dolu bir nutuk söylemeye baflla-
d›. Bu genç k›z›n flahs›n da henüz esir bulunan ‹skenderunlu Antak-
ya'n›n Türk olan bütün halk›, "Bizi de kurtar!"diye yalvar›yordu.
Herkesin gözleri yaflarm›flt›; h›çk›r›klar›n› tutamayanlar vard›.
Atatürk'ün de gözleri nemliydi ve bafl› e¤ilmifl gibiydi. Genç
k›z›n nutku bitince, aln› yükseldi; mavi gözlerinde ve pembe yü-
zünden bir çelik par›lt›s› görüldü. Her kelimesi üzerinde kuvvetle
durarak:
"K›rk as›rl›k Türk yurdu yabanc› elinde kalamaz!" dedi.
On alt› y›l sonra Hatay davas›n›n en heyecanl› günlerinde hasta
ve bitkin olmas›na, mutlak istirahat tavsiyesine ra¤men, Hatay'a ya-
k›n olmak için tekrar Adana'ya gitti. Dört saat ayakta durmak ve ça-
l›flmak gibi ola¤anüstü metanet gösterdi. Hatay kurtuldu, fakat Ata-
türk'ü kaybettik.
~ 193 ~