Page 129 - Niçin Kendini Kandırıyorsun
P. 129
Adnan Oktar (Harun Yahya)
hiçbir zaman müzik setinde olduğu gibi cızırtılı veya parazitli algılamaz;
ses ne ise tam ve net bir biçimde onu algılar. Bu durum, insan yaratıldığı
günden bu yana böyledir. Şimdiye kadar insanoğlunun yaptığı hiçbir gö-
rüntü ve ses cihazı, göz ve kulak kadar hassas ve başarılı birer algılayıcı
olamamıştır. Ancak görme ve işitme olayında, tüm bunların ötesinde, çok
büyük bir gerçek daha vardır.
Beynin İçinde Gören ve
Duyan Şuur Kime Aittir?
Beynin içinde, ışıl ışıl renkli bir dünyayı seyreden, senfonileri, kuşların
cıvıltılarını dinleyen, gülü koklayan kimdir?
İnsanın gözlerinden, kulaklarından, burnundan gelen uyarılar, elektrik
sinyali olarak beyne gider. Biyoloji, fizyoloji veya biyokimya kitaplarında
bu görüntünün beyinde nasıl oluştuğuna dair birçok detay okursunuz.
Ancak, bu konu hakkındaki en önemli gerçeğe hiçbir yerde rastlayamaz-
sınız: Beyinde, bu elektrik sinyallerini görüntü, ses, koku ve his olarak al-
gılayan kimdir? Beynin içinde göze, kulağa, burna ihtiyaç duymadan tüm
bunları algılayan bir şuur bulunmaktadır. Bu şuur kime aittir?
Elbette bu şuur beyni oluşturan sinirler, yağ tabakası ve sinir hücrelerine
ait değildir. İşte bu yüzden, herşeyin maddeden ibaret olduğunu zanneden
Darwinist-materyalistler bu sorulara hiçbir cevap verememektedirler.
Çünkü bu şuur, Allah'ın yaratmış olduğu ruhtur. Ruh, görüntüyü seyretmek
için göze, sesi duymak için kulağa ihtiyaç duymaz. Bunların da ötesinde dü-
şünmek için beyne ihtiyaç duymaz.
Bu açık ve ilmi gerçeği okuyan her insanın, beynin içindeki birkaç san-
timetreküplük, kapkaranlık mekana, tüm kainatı üç boyutlu, renkli, gölgeli
ve ışıklı olarak sığdıran yüce Allah'ı düşünüp, O'na hayran olup, O'na sı-
ğınması gerekir.
127