Page 8 - NEWSPAPER HBV
P. 8
ANKARA YENİMAHALLE HACI BEKTAŞ-I VELİ
ORTAOKULU
15 TEMMUZ ÇOCUK GAZETESİ
BİRLİK
Akşamın ilerleyen saatlerinde telefonumdan haber ajansımı takip ediyordum. Burada yabancıydım,
Türkiye’ye bir haber için gelmiştim.
Biraz gözlerimi dinlendirirken, birden telefonuma gelen bildirimle doğrularak bildirime tıkladım.
Türkiye’de bir iç darbe girişimi olduğunu okudum. Karışık duygular içine kapıldım. Üzüldüm
vekorktum ama biraz da heyecanlandım. Bu benim için büyük bir haber fırsatıydı.Üzerimi
değiştirmeden minik kameramı kaptığım gibi sokağa fırladım. Bunu hangi akılla yaptığımı da
bilmiyordum. Normalde fazla amatörce ve tehlikeli bir hareketti.
Kalp atışlarım hızlandı. İlerideki tankları gördüm. Güçlü uçak sesleri yeri sarsıyordu sanki. Evlerde
oluşan hareketliliği fark ettim. Sanırım bir garipliği fark etmişlerdi.Korkuyordum, ellerim titriyordu.
Ancak güçlü bir haberci bunlara alışık olmalıydı. Etrafıma bakındım. Birden evlerinden çıkmaya
başlayan insanların hızlanarak yürümesini hayretle izledim. Ne yapmaya çalışıyorlardı?Bir adamın
yanına gittim ve sordum: “Neden tanklara ilerliyorsunuz, neden dışarıdasınız?” Bana baktı,
dudaklarını birbirine bastırdı. Duraksamasından bir şeyler anlatacağını anladım ve kamerayı hafifçe
havaya kaldırdım. Başını hafifçe salladı, ben ise kaydı başlattım.“Bir darbe gerçekleşmiş. Tankları
durdurmaya ya da yakınlardaki emniyet müdürlüklerini korumaya gidiyorlar.” “Neden?” dedim.
“Böyle tehlikeli bir durumda evlerinizde kalmanız daha doğru olmaz mı? Zarar görebilirsiniz.
Ayaklarına indirdi gözlerini, ama hemen dikleştirdi omuzlarını: “Halk denilen hepimiziz işte,
halkımızı, kendimizi koruyoruz. Evde kalmanın ne faydası var?” diye mırıldanarak son kez bana baktı
ve yoluna devam etti.
Kaydı durdurarak iç çektim. Garip bir duyguydu dayanışma. Etrafı ve insanları hızlıca inceleyerek
yaşlı bir teyzenin yanına ilerledim. Zorlukla yürüyordu. Ona emniyet müdürlüğünü sordum,
ilerlemeye başladık. Bir kalabalık, yoğun bir tekbir uğultusu vardı. Yanımdaki adam duraksadı, sonra
hızla yana ilerledi nefesinin kesilmesini umursamadan. Kalabalığa yaklaştım, kaydı yeniden
başlattım. Bir genç gördüm. Yüzü bembeyaz ama kolları koyu kırmızıya bürünmüştü. Ağır ağır nefes
alıyordu, kayıtsızca bana baktı. “Tank geçmiş üzerinden herhalde.” diyordu biri. Gence yaklaştım:
-Gerçekten mi? Bunu neden yaptın, dedim. Ağırlaşıyordum sanki gittikçe. Gülümsedi. “Elimi kalbime
koydum. Vicdanım da toprağa yeniden hain ayağı bastırmamam gerektiğini fısıldadı. Başaramadım,
olsun. Denedim.” dedi. Gözlerini kapattı.
Ben de ona gülümsedim ve ayağa kalkıp bacaklarım titreye titreye yürüdüm. Oradan giderken de son
hatırladığım, gülümseyerek tankların önüne kendini fırlatırcasına atan insanlardı.
ZEYNEP SOYSAL 7/D