Page 6 - Pastil 3.Sayı
P. 6
Bir Hatırlatma
Geçtiğimiz gün, İngilizce öğretmenliği okuyan bir arkadaşım projesi için benden kendim
hakkında olumlu bir şey söyleyerek video çekmemi istedi. Herhangi bir cümle, ben harikayım,
ben nazik biriyim, ben muhteşemim… Ardından aklıma ayna karşısında mütevazı olmamak-
la alakası olmadan kendini, çevresindekileri ve sahip olduklarını özgüvenle öven küçük kızın
meşhur videosu geldi ve bana bizim, bizden önceki ve bizden sonraki nesiller için özgüvenin
ne kadar önemli olduğunu hatırlattı. “Hepimiz böyle hissetmeliyiz ve bu hayatta mutlu ol-
mayı hak ettiğimizi bilmeliyiz.” Demek gerçekten kolay olurdu, ancak yargılayıcı bir toplumda
yaşıyoruz. Yapıcı eleştirinin, yıkıcı eleştiri yanında anlamsız kaldığı, insanların düşüncesizce
yargılandığı bir dönemde. Kişisel bir problem bu, mükemmel olmayan, mükemmel olması za-
ten gerekmeyen insanlar bir başkasını mükemmel olmadığı için yargılıyor. Bu yüzden insan-
lar, yeni bir şeyler denemekten, hata yapmaktan, sayısız kere düşüp kalkmaktan korkar hale
geliyor. Çocukluktan bu yana bireyleri başkalarıyla karşılaştırıyor, onlara kendileri için değil
başkalarını alt etmek veya başkalarının gözüne girmek için kazanmayı öğretiyoruz. Kişinin
verdiği emeğin, gözüktüğü şeklin veya sahip olduğu düşüncenin sürekli boş, kendimize uygun
olmayan tarafını görüyor ve böylece biz belki de geleceğin iş insanlarını, bilim insanlarını, san-
atçılarını ve en önemlisi sağlıklı bireylerini kaybediyoruz.
İnsanlar yargılanma, dışlanma korkusuyla kendi benliklerinden sıyrılıp belirlenen kalıplara
sığmaya çalışıyor. Hayallerini, tutkularını, heveslerini özgüvenleriyle birlikte bu kalıbın dışın-
da bırakıyor ve elinde kalanla yetinmeye, potansiyellerinin bu kadarına yettiğini düşünerek
o sıkı kabın içinde kapalı kalıyorlar. Daha sonra “konfor alanı” denen yerde sıkışıp kalıyor-
lar. Bu alanda kalmanın sebebinin yeni şeyler denemekten çekinilmesi, psikolojik olarak rahat
hissedilmemesi olduğu söyleniyor ve bu bölgeden ayrılmanın veya bu bölgeyi olabildiğince
genişletmenin insanların kendileri hakkında birçok şey keşfetmesini sağlayacağı ekleniyor.
Bu yüzden başka insanlar, yakınlarımız hatta kendimiz de dâhil olmak üzere üstümüze
yüklediğimiz tüm özgüven yıkıcı düşüncelerden az da olsa sıyrılmalı, hayata dair yeni şeyler
keşfetmekten artık çekinmemeliyiz. Belki böylece başka insanların da yeni şeyler denemeler-
ini, hayatlarında köklü değişimler yapmalarını, sürekli yıkıcı olan eleştirilerin daha düşünceli
onaylamalara dönüşmesini sağlayabiliriz. En önemlisi ise bu hayatta kendimizden memnun
olmak için almamız gereken en önemli olan onayın kendi onayımız olduğunu hatırlayabiliriz.
Mısra Reis
5 | 3