Page 24 - GENÇ YAZARLAR
P. 24
SESLİ HIKAYE ÇALIŞMASI
Sesli hikaye için tıklayınız
Konu:Hapishanedeki bir adamın idam edileceği gün annesine yazdığı pişmanlığını dile getirdiği son mektup
22.02.2018
Perşembe
Anneme Son Kez…
Geriye dönüp baktığımda küçük bir erkek çocuğunun masumluğunu kalemimin ucundan tozlu ve bir o kadar da
yaşlı kelimelerimin üzerine bırakıyorum. Harflerimin arasına karışmış ihanetin bedeli olan kirlenmişliği bu beyaz sayfa
ile arındırmaya çalışıyorum. Ruhumu saran sarmaşığın acı zehrini bugün bu yazıya akıtmamak için direniyorum.
İçimdeki labirentte kaybolmuş ölü hislerin azade kıldığı kırılmış ve onarılmayan düşüncelerin kurbanı olduğum bu
hayatta son kez yazıyorum.
Karanlığın sonundaki odadan sana sesleniyorum anne. Çünkü artık aydınlık adım adım artıyor. Namütenahi yolculuğuma
bir ruhun bedenden usul usul ayrıldığı vakitten daha az kalıyor. Bu soğuk odada özgürlüğümün bir saat diliminde akrep ve
yelkovanın arasına sıkıştığını hissediyorum. Sırtımı soğuğa yaslamış karanlığı izliyorum. Ve biliyor musun anne ? İlk kez
hissediyorum. Her şeyi sorguluyorum. Haddizatında düşünüyorum. Parmaklıkların ardındaki afitapa bakıyorum. Yüzümde
oluşturduğu tuhaf sıcaklığı tenimde alevlendirdiğini hissediyorum. O sıcaklığa eşlik eden bad-i safa hafif bir azade kılıyor
bedenimi. Sonra yağmur yağıyor. Haki ıtırnak yükseliyor etrafta. Güzel bir ıtır hissediyor burnum. Yeryüzüne düşten
katreler usulca duvarıma süzülüyor. O an mazharı gufran denen bir duygu beliriyor bedenimde. Doğa bile daha fazlasını
istemiyor.
O an düşünüyorum anne.Aklımda tek bir soru oluşuyor.
İnsanın gerçekleri görebilmesi için illa hata mı yapması gerekiyor?
Beynimin en ücra köşelerinde dolanan kelimeler yorgun zihnimi çıkmaz sokağa bağlıyor.Gözlerimi kapatıp derin bir
nefes alıyorum.
İnsanlar hata yaparak öğrenir ama ya bu hatalar ona çok büyük bir ceza olacaksa...
Yüzümde oluşan bir morbidezza yine her zamanki yerini almış sakince olanları izlemeye başlıyor.Kendimi
görüyorum bu çıkmaz sokakta.Bu karanlık deliğe girmeden önceki halimi düşünüyorum anne.
Küçük bir erkek çocuğu maziden bana el sallıyor.Henüz beş yaşında.Tek istediği oyuncaklardan ibaret kocaman bir
oda.Hayli avukat olmak.Her zaman güler yüzlü ve şevkatli .Annesi ve babasına hep saygılı.Sonra daha da ileriye
gidiyorum. Küçük erkek çocuğu artık on yaşında.Tek istediği bir oda dolusu oyun kartı. Hayali öğretmen
olmak.Yüzünde çocuksu masumluğun son demleri yaşanıyor ama yine de hayatı seviyor.Daha sonra tekrardan ileriye
gidiyorum.Küçük erkek çocuğu artık on beş yaşında .Hayatının belki de en önemli geçiş noktası liseye geçiyor.Tek
istediği bir oda dolusu insanlar tarafından dikkat çekilmek.Hayali belirsiz.Yüzünde ki eski gülümsemeler yok ve artık
daha asabi.Hayatı sadece bir grup kızdan övgü dolu birkaç ayrı sözden ibaret sanıyor.Annesi ve babası ile arası orta
derecede.Artık bundan birkaç yıl öncesine gidiyorum.Küçük erkek çocuğu tam yirmi yaşında. Artık tek istediği
yok.Çünkü her zaman daha fazlasını istiyor.Tütün tarzı zararlı maddeler,bir sürü kız arkadaş ve herkes tarafından
bilinmek.Yüzünde artık gülümseme bile yok.Annesi ve babası ile akşam birlikte oturup konuşmak yok.Yüzlerine
bakmak bile yok.Sürekli kavgalar,sürekli kendi kafasına göre gitmeler.Ve en önemlisi dış çevrede ne görüyorsa ona
uyma.Bu kendini bilmez yaşantının içinde kendi yolunu çizmek varken hiç bir zaman doymayarak her zaman daha
fazlasını isteyerek küstah ve aşırı bencil olmak.
22