Page 8 - Yazın+E-Dergi Düzen
P. 8

DOĞMAK İÇİN ÖLMEK


              Kuruyan  ağaçların  belkide  bir  başka  baharda  yeniden  doğmak
       için  ölmesiyle,  bulutların  gözyaşlarını  teker  teker  dökmesiyle  ha -
       berini  verdiği  güz  sonunda  kapımızı  çaldı.  Bilirsiniz  bu  havalardır
       insanları içe döndüren, düşünmeye iten, kalabalıkta yalnızlaştıran,
       mantığın  durup  duyguların  ön  plana  çıktığı  aylar.  Bu  yüzden  bence
       aşkın da mevsimidir güz. Kalbin dile en çok sahip olduğu mevsimdir.

              Yağmuru ile yıkar günahlarımızı, rüzgârı ile savurur kendimize geti -
       rir bizi. Bir anne gibi sarıp sarmalar. Güz insana ölüm ve yaşam arasın -
       d a ki  o  za ma n d a  n e re l e re  sa vru l d u ğu n u , öl ü me  bi  n e fe s d a h a ya kl a ştığ ın ı
       hatırlatır. Belkide çoğunluk tarafından bu yüzden sevilmez kim bilir?


              Güz  bir  kabulleniştir.  Matemi,öfkeyi,hicranı,mutluluğu  ve  yal -
       nızlığı. En başta da kendin olmayı kabulleniştir güz. İnsan insanlığın
       getirdiği yükleri hazan da kesin bir dille görür. İnsanın insan olmayı
       kabullenişi ne kadar acı olsada belki de acının mevsimidir güz. Lakin
       anlaşılır  ya  tatlının  bile  acı  olmayı  uygun  gördüğü  mevsimdir  güz.
       Serseri          bir       genç          gibidir         ;      dengesiz,sarsılmış,ifadesiz…
       Fikrimce  soğuk  havada  paltosuyla  bir  bankta  oturan  o  yaşlı  ka -
       dındır    güz.  Nedensizdir  ki  kafamda  beliren  çehre  gülümser  her
       daim.  Onu  gülümseten  düşünceleri  midir  yaşlılık  mı  bilmemem.
       Ama  her  daim  güler.  Gülümsemenin  en  büyük  ilaç  olduğunu  bi -
       lir  iyileştirmeye  çalışır  hislerini.  Sevimlidir  hüzünlü  olduğu  ka -
       dar  ,  gençtir  en  az  umutları  kadar.  Kim  bilir  belkide  yalnızca  ha -
       zan  da  gelen,  içimdeki  tüm  düşünceleri  yansıttığımdır  o  kadın.


              Son  olarak  hani  bir  sözü  vardır  Mevlana’nın:  ‘Yeni  yapraklar
       çıkabilsin  diye,  eski  yaprakları  temizler  hüzün.  Üzülme,  sonbahar
       serttir,  ama  sonu  aydınlıktır  ‘.  Bence  de  öyledir  işte.  Ne  kadar
       üzgün  olursam  hatırlarım  kendime  her  hüznün  sonu  mutluluktur.
       Her  güz  ardından  baharı  getirir.  O  yüzden  yaşanması  gereken  ya -
       şanmalı,insan  kalmanın  her  yanını  doyasıya  yaşamalıyız  bence.  Ki
       zaten  eğer  umutsuz    kalırsak,  hüzün  çehremizde  anlamlı  olursa
       da  olsun  güz  bizi  kabul  etmeyi  her  daim  bekler.  Öyle  değil  mi?

                                                                         Semanur Karabulut-10/A














                                                                 7
   3   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13