Page 40 - 6a_kitap
P. 40
ZAMAN MAKİNESİ
Bundan aylar önce biz bir makine icat etmiştik. Bütün bu olanların başımıza
gelebileceğini hiç ama hiç bilmiyorduk. Tasarladığımız bu makine zamanda yolculuk
yapabilen bir makineydi. Milyonlarca yıl ileriye ve geriye gidebiliyordu. Fakat bütün bu
özelliklere sahip olan bir makinenin başımıza bir şey getirebileceğini bildiğimiz için onu
koruma altında tutuyorduk. Makineyi saklamak için laboratuvarın en güvenli yerini seçtik. Bu
yer gizli geçitteydi ve kurşun geçirmeyen bariyerlerle çevrelenmişti.
Biz laboratuvarda ekip olarak çalışıyorduk. Ekip arkadaşlarımızdan Umut, yirmi beş
yıllık deneyimi olan bir profesördü. İnsanlara yardım etmeyi severdi. Kendini ve işini hep bu
yönde şekillendirirdi. Kuzey, yirmi sekiz yıllık tecrübeli bir profesördü. İşinin en iyisini
yapmak isterdi. Bunun için her gün düzenli olarak çalışırdı. Ataberk, otuz üç yıllık
deneyimiyle laboratuvardaki en tecrübeli kişiydi. Cana yakın ve yardımseverdi. Cihangir’in
ise üç yıllık tecrübesi vardı. Genç ve heyecanlıydı. Hırslı, kıskanç ve kendini hep lider gören
biriydi.
Birbirimize çok güveniyorduk. Bu eşsiz makine için hepimiz çok emek vermiştik.
Fakat içimizden birinin sabotajcı olduğunu bilmiyorduk. Aramızdaki sabotajcının kim
olduğunu öğrenmek isteyen müdür bizi sorguya çekti. Hepimizi dikkatlice dinledi. Fakat bunu
yapabilecek kişinin kim olduğu az çok belliydi. Cihangir sorgulamadan sonra gerçeklerin er
ya da geç ortaya çıkacağını tahmin etmişti. Bu nedenle planlamalarını yavaş yavaş yapmaya
başlamıştı.
Hepimizi sorguya alan müdür sorgudan sonra bize Cihangir’e karşı dikkat etmemiz
gerektiğini, daha tedbirli davranmamızda fayda olacağını söyledi. Biz de müdürün
söylediklerine uyduk.
Sabah her zamanki gibi laboratuvara gittik. Cihangir ortada yoktu. Önce birazdan
gelir diye bekledik fakat işler umduğumuz gibi gitmemişti. Müdürün söyledikleri aklımıza
geldi ve vakit kaybetmeden 781. protokolü devreye soktuk. Bu protokole göre Cihangir kara
listeye alınıp her yerde aranacaktı. Ama kaçırdığımız bir şey vardı. Cihangir zaman
makinesini kullanarak asırlar öncesine gitmişti!
Onu her yerde aradık fakat bulamadık. Bu olay içinden çıkılmaz bir hâl almıştı.
Makineyi kontrol etmeye gittik fakat bariyerleri müdür olmadan aşamazdık. Makineyi
Cihangir’in aldığını düşündük. Onu zamanda aramaya başladık. Paralel evrene bile gitmiş
olabilirdi.
Müdür gelince olan biteni ona anlattık. Bariyeri açarak makineyi tamir ettik. Cihangir
bize zaman kaybettiriyordu. Hemen yolculuğa başladık. Onu zamanın uçsuz bucaksız
derinliklerinde aramak oldukça zordu. Bir hatamız olursa evrende var olamazdık.
Çok zaman sonra uzay boşluğunda bulunduk. Ama nefes alıyorduk çünkü atom
parçacıkları birleşip oksijen oluşturuyordu. Ve işte Cihangiri gördük, oradaydı! Kendini
güvenceye alıp makinesini silahlandırmıştı. Bizim de yanımızda insansız hava araçlarımız
vardı. Bize karşı silahlanan Cihangir’e karşı geldik. Uzun bir mücadelenin sonucunda