Page 15 - AKTÜEL-9.SAYIMIZ
P. 15

Acısız ölüm için getirilen giyotin; bazen cellatların dikkatsizliği sonucu tek seferde idamı
              gerçekleştirmeyip 2-3 sefer tekrarlanmasına, mahkûmun acı içinde kıvranmasına sebep
           olmuştur. İcada adını veren Guillotin ise bu aracın kendi soyadıyla anılmasından rahatsız olup
                                                soyadını değiştirmiştir.
           İnfaz edilen insanların kafalarıyla çeşitli araştırmalar yapılmıştır. Kafanın kesildikten sonra bir
           süre daha algılamaya devam ettiği, az da olsa acıyı hissettiği yönünde tezler üretilmiştir. Hatta
            1880'de Dassy de Lignieres adında bir doktor, kopan kafaya kan enjekte ederek onu tekrar
                                         hayata döndürmeye dahi çalışmıştır.
             1793'te  Fransa’da artmaya başlayan terörle birlikte, giyotinin ziyaretçileri de artmıştır. Ölü
                          sayısının 15.000 ile 40.000 arasında olduğu tahmin edilmektedir.
              Kral XVI. Louis ve kraliçe Marie Antoinette de giyotinle idam edilmiştir. İdam mahkûmları
           arasında ünlü kimyager Lavoisier de vardır. Lavoisier, ölürken bile bilime katkıda bulunmuş ve
           yardımcısına infazından sonra gözlerine bakmasını söylemiştir. Eğer gözlerini kırpıyorsa beyin

                                         fonksiyonları hâlâ çalışıyor demekti.
           Giyotin kendi yaratıcılarının da sonu olmuştur. Devrimin önde gelen isimlerinden Robespierre,
           yıllarca insanları idam sehpasına sürüklemiş, karşıtı olduğu kraldan farksız duruma gelmiş ve
                     bir canavara dönüşmüştür. Bunun üzerine meclis, idamına karar vermiştir.
              Bir süre sonra idam kontrolden çıkmıştır. Bununla birlikte bazı idamlar artık halktan gizli
           gerçekleştirilmeye başlanmış ve halka açık son idam 17 Haziran 1939’da yapılmıştır. Giyotinin
              son idamı ise 10 Eylül 1977’de gerçekleşmiş ve idam cezası 1981 yılında kaldırılmıştır.

              Daha insancıl bir idam metodu olarak getirilen giyotin, Fransa dışında, İtalya, Britanya ve
            Nazi Almanyası’nda da kullanılmıştır. Uygulandığı 185 yıl boyunca giderek korkunç bir hale
             bürünmüştür. İnfazların halka açık alanda yapılması ve insanların bunu giderek normalize

             etmesi önünü açmıştır. Bir süre sonra idam cezası çok basite indirgenmiş, ihtilâlciler bunu
               kendi lehlerine kullanmış ve en ufak suçta insanlar ölümle yargılanmaya başlanmıştır.
                             Yeni idam yöntemini modernleşme olarak gören bir düzen…
                                     Kötülüğü, kötülükle cezalandıran bir düzen…
             Oysa cezalandırarak intikam almak yerine, onu düzeltmeye çalışmak daha iyi bir seçenek
               olabilirdi. Ancak terörün böylesine arttığı bir dönemde bu uygulama, iktidar sahiplerinin
              aleyhine seyrederdi. Bu sebeple modernleşme olarak idam cezasını kaldırmayı değil, en
                           basit yöntemi seçip “daha insancıl” bir uygulama getirmişlerdir.
             Unutmayalım ki; var olan kötülüğe karşı intikam ateşiyle yanıp tutuşmak, sadece kendimizi
               yakacaktır. O yüzden bizler öncelikle kendimize, daha sonrasında ise çevremize iyilikle
                                 yaklaşalım ki baktığımız her yer güzelliklerle dolsun.

                                                    Sevgiyle kalın…





                                                         "Öfkeyle cezalandırılan kötülük şefkatle
                                                         tedavi edilecek. Her şey çok basit ve çok
                                                                        yüce olacak."

                                                              -BİR İDAM MAHKUMUNUN SON GÜNÜ-
   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20