Page 18 - 100DEYÜZ DERGİ | 2015
P. 18
NOSTALJİ
Destansı bir kupa hikayesi
1 974-75 sezonuna çok önemli transferler ve büyük umutlarla gir- dik. Önce Galatasaray’ı 1-0 sonra Fenerbahçe’yi 5-4 ye- nerek TSYD Kupasını, hemen ardından Galatasaray’ı penaltı vuruşları ile 7-4 yenerek ‘Ali Sami Yen-Şeref Bey Kupası’nı müzemize götürdük. Fakat lig- de işler istediğimiz gibi gitmi- yordu. Tek büyük hedef Türki- ye Kupası’nı almaktı. 13 yıllık kupa tarihinde, Beşiktaş bu kupayı bir kez dahi kazana- mamıştı. 1967’den beri şampi- yonluğa hasret kalmıştık. 1974-75 sezonunda da talihsiz sonuçlarla şampiyonluk- tan uzaklaşınca bütün umutlar bu kupaya bağlanmıştı. Yarı Final’de Bursaspor gibi zorlu bir rakiple eşleşmiştik. İlk maçı 1-0 kaybetmemize rağmen rövanşta 2-0 kaza-
narak finale adımızı yazmıştık.
Finaldeki rakibimiz Trabzonspor olmuştu. Adeta bir
‘Karadeniz Fırtınası’ydı ve muhteşem kadrosuyla des- tanlar yazmaya devam ediyordu. Nitekim o yıllarda aynı kadro peş peşe şampiyonluklar yaşayarak kendini tüm dünyaya gösterecekti. O yıl çift maç final uygulaması vardı. 7 Mayıs 1975’te Trabzon’da oynanan ilk maçı rah- metli Kadir Özcan’ın 58’inci dakikada attığı golle 1-0 kay- betmiştik. Her şey rövanşa kalmıştı.
Tarih 21 Mayıs 1975, günlerden Çarşamba. Tarihimizin en önemli maçlarından biri saat 17.30 da başlayacaktı. O gün sabah okula gitmek için annem uyandırdığında içim kıpır kıpırdı. Kars’ın Göle ilçesindeydik ama kalbim Be- şiktaş Köyiçi’nde atıyordu. Ruhum ‘Ağaçlı Yol’da Beşik- taş’tan Dolmabahçe’ye gidiyordu. Maç saatinin gelme- sini iple çekiyordum. Okulda hiçbir dersi dinleyemedim. Önümdeki kağıda muhtemel kadroları yazıyordum, tah- minlerde bulunuyordum. En sevdiğim futbolcu Tezcan Ozan’ın sakatlığından dolayı oynayamayacak olmasına çok üzülüyordum. Tezcan abi bu maçtan 3 gün önce Ada- na Demirspor ile oynanan lig maçında kaleci Eser ile çar- pışarak çok ciddi bir sakatlık geçirmişti. Öğlen vakti eve
geldim, alelacele yemek yedim ve ödevlerimi yaptım. Dededen kalma kocaman siyah radyonun başına geç- tik. Ve nihayet beklenen anons geldi radyodan, “Burası İstanbul, Ankara, İzmir, Erzurum, Çukurova, kısa dalga Türkiye’nin sesi radyoları. Şimdi İnönü Stadı’nda oyna- nacak Türkiye Kupası Final maçının yayını için mikro- fonlarımızı İstanbul’a uzatıyoruz. Karşınızda spikeriniz Halit Kıvanç.” Kalbim fırlayacaktı heyecandan. Halit Kıvanç, her zamanki mükemmel ses tonuyla mikrofon- daydı, ‘’İstanbul İnönü Stadı’ndan selamlar, saygılar de- ğerli dinleyiciler. İstanbul’da hava açık, güneşli. Saha futbol oynamaya elverişli. Tribünlerde yarısı Beşiktaşlı, yarısı Trabzonsporlu yaklaşık 40 bin seyirci var. Beşik- taş; beyaz forma, siyah şort, Trabzonspor; bordo forma, beyaz şortları ile sahada yerlerini aldılar. Hakem Doğan Babacan. Her iki takımada başarılar diliyoruz.‘’ Gözlerimi kapatmış dua üstüne dua okuyordum. Rahmetli anne- annem heyecanımı görmüş başımı okşuyordu. Oturdu benimle maçı dinlemeye koyuldu. Kardeşim Vedat, bam- başka bir heyecanla evin içinde dolaşıyordu. Sekiz yıldır hep kaybediyorduk. Bu sezon da şampiyonluk kaçmış, ikincilik hayal olmuş, üçüncülük tehlikeye girmişti. Av- rupa Kupası’na katılabilmek ve en azından şifa niyetine bir kupa sahibi olabilmek için mutlaka bu maçı 2 farklı
kazanmamız gerekiyordu.
Bu maç sıradan bir maç değildi, çok anlamı vardı. Sa-
hadaki 11 Beşiktaşlı’nın her biri ‘Kartal’ kesilmişti. Müthiş bir presle başlamıştık maça ve olağanüstü oynuyorduk. 15’inci dakikada ani bir kontrada Trabzonspor gole çok yaklaştı. Vedat’ı aşan topa Mehmet Cemil çok güzel vur- du ancak Mete üzerinden aşmakta olan topu mükemmel bir refleksle yakaladı. 18’inci dakikada sahanın yıldızı Kahraman’ın soldan ortasını Ahmet II, kendisinden bek- lenmeyecek kadar kötü bir vuruşla dışarı attı. Dakikalar 31’i gösterirken beklenen gol gelmişti. Kaleye yaklaşık 40 metre mesafeden Vedat serbest atış kullandı. Turgay ile Necati arasında kalan topa onlardan daha önce sahip olan Niko plase bir vuruşla meşin yuvarlağı ağlarla bu- luştur ve Beşiktaş 1-0 öne geçti. İkinci golü bulmak için bastırdıkça bastırıyorduk. Bu arada tehlikeli kontralar da yiyorduk fakat Mete kalesinde adeta devleşmişti. 62’inci dakikada Tuğrul ceza sahası içinde Necati tarafından düşürüldü. Doğan Babacan tereddütsüz penaltı nokta-
Ahmet Özdemiroğlu
100. YIL BEŞİKTAŞLILAR DERNEĞİ DERGİSİ
s.16
İJLATSON