Page 15 - LCW LIFE | MART 2020
P. 15

Gidişatın hepimiz farkındayız, hatta markalar bile. Artık reklamlarda bile telefonları bir kenara bırakın, birbirinizle konuşun mesajları görüyoruz. Farkındalık ne yazık ki dav- ranış değişikliğini beraberinde getirmeyebiliyor. Sosyal medya detoksunu yine sosyal medyadan duyuran kulla- nıcılar, çocuğunun büyümesini akıllı telefonunun ekra- nından izleyen anneler, yalnızca paylaşım yapabilmek için belli mekânlara giden ergenler görüyoruz.
Sosyal medya hesaplarındaki paylaşımların bir arka planı, bir de sonrası var. Doğru açıyı bulmak, konsept yaratmak, uygun filtreyi seçmek, paylaşım için doğru zamanı bekle- mek... Bunlar arka plan. Sonrasında konu kapanmıyor ne yazık ki. Bu emeğin karşılığı kaç like? Like kontrolü süre- ci başlıyor, sayfa defalarca yenileniyor. “Özel biri” varsa, onun paylaşımı görüp görmediği ayrıca kontrol ediliyor. Sonra gelen etkileşimler, atılan emojiler derken sanal di- yaloglar başlıyor. Ve tüm bunlar artık ‘an’ da olmadığınızı apaçık ortaya koyuyor.
Anı yaşamak kadar, anları ölümsüzleştirip bambaşka za- manlarda o anlara dokunmak da değerli tabii. Fotoğraf albümü yapmak gibi. Sanıyorum önemli olan, anları mı bi- riktiriyoruz yoksa birer sosyal medya bağımlısına mı dö- nüşüyoruz sorusunu kendimize sormak.
Sosyal medya kullanımı kişinin görülme ihtiyacı ile oldukça ilişkili. İnsanların kendi değerini, aldığı like sayısı ile ölçtüğü bir dünyada yaşıyoruz. Bu durum hem Narsisizm’i, hem de Histrionik Kişilik Bozukluğu’nu tetikliyor. Yani tüm payla- şımların zemininde dikkat çekme, çevresi tarafından onay- lanma ve beğenilme arzusu yatıyor.
We are all aware of the trend, even brands. Now, even in advertisements, we are viewing messages like “put your phone away, talk to each other”, etc. Awareness, unfortunately, may not bring the behavioral change. We see users, who announce social media detox again from social media, mothers who watch their child’s growth on the screen of their smartphone, and only adolescents who go to certain places to share.
The posts on social media accounts have a background and a post. Finding the right angle, creating a concept, choosing the appropriate filter, waiting for the right time to share... These are the elements of the background. Unfortunately, the sub- ject is not closed afterwards. What is the amount of “like” to receive for this labor? Here we start to control the number of “likes”, the page is refreshed many times to check. If there is a “special person”, it is also checked whether s/he saw the post or not. Then virtual interaction continues with emoji. And all this clearly reveals that you are no longer in the ‘moment’.
Of course, it is also valuable to immortalize the moments and store them at different times. It is like creating a pho- to album. I think the important thing is to ask ourselves whether we are collecting moments or are we becoming social media addicts.
The use of social media is very much related to the need to be seen. We live in a world where people measure their val- ue by the number of “likes” they receive. This triggers both Narcissism and Histrionic Personality Disorder. In other words, the desire to attract attention, to be approved and liked by the entourage lies on the ground of all shares.
 13


























































































   13   14   15   16   17