Page 43 - Hayata Dair | Sayı 62 / 2024
P. 43
Teknoloji
Aracın menzili; bataryanın kapasitesi, yol ve hava koşullarına bağlı olarak değişkenlik gösterebiliyor. Rejeneratif fren sistemiyle frenleme esnasında oluşan enerji, bataryanın belirli miktarda şarj edilmesini sağlıyor. Modellerinde bu sisteme yer veren markalar ise öne çıkıyor.
HIDROJENLI ARAÇLAR
Sürücüler için yeni seçenekler üreten otomotiv sektörü, hibrit (HEV) ve tam elektrikli (EV) araçlardan sonra şimdi de hidrojenli araçları piyasaya sunmak için çalışıyor. Karbon yerine doğaya sadece su buharı salınımı yapan hidrojenli aracın yaygın bir şekilde kullanılması için öncelikle birtakım aşamalardan geçmesi gerekiyor. Çevrecilik konusunda zirve bir performansa sahip olması beklenen araçlarda, içten yanmalı motor yerine elektrik motoru bulunuyor.
Nasıl Çalışır? Tam elektrikli otomobil grubunda yer almasına rağmen çalışma prensibi olarak onlardan farklı olan Hidrojen yakıtlı araçlarda; elektrikli motor, batarya ve yakıt hücresi bulunuyor. Araç elektrikle şarj edilmiyor, dolum istasyonlarında yakıt depolarına hidrojen dolduruluyor. Doldurulan hidrojen, elektriğe dönüşerek aracın çalışmasını sağlıyor. Peki bu nasıl oluyor? Yakıt hücreleri sayesinde hidrojen, oksijenle tepkimeye giriyor, sonrasında ortaya elektrik ve su buharı çıkıyor. Motor, elde edilen elektrikle çalışırken su buharı da aracın egzozundan çıkıyor. Bu da aracın sıfır emisyon özelliğine sahip olmasını sağlıyor. Uzun zamandır gelişim aşamasında olan bu teknoloji, henüz yaygın bir şekilde kullanılabilecek kadar verimli değil.
Hangisi Daha Avantajlı?
Son yıllarda iklim krizi ve küresel ısınma nedeniyle elektrikli araçlar, popüler hâle geldi ancak hidrojenli araçlar da tıpkı elektrikli araçlar gibi çevre dostu ve gerekli aşamalardan geçtikten sonra hızla yaygınlaşacakmış gibi görünüyor. Bu araçlar için benzinli ve elektrikli araçların karışımı gibi bir benzetme yapılsa da aralarında büyük farklılıklar mevcut.
Hidrojenli araçların tamamen çevre dostu olması diğer teknolojilerden önde olmasını sağlıyor. Öngörülere göre hidrojenli araçların gelecekte yaygınlaşması bekleniyor. Ancak son dönemde elektrikli araçların popüler olmasından dolayı biraz geri planda kalabilir. Hidrojenli araçların, elektrikli araçlara göre birçok avantajı bulunuyor. Bataryaları daha hafif ve deposu kısa sürede doluyor. Bu durum, özellikle toplu taşıma ve farklı iş modelleri araçlarda büyük bir avantaj. En büyük dezavantajı ise dolum istasyonlarının azlığı.
Uzmanlara göre elektrikli ve hidrojenli araçları dört farklı kıstasta değerlendirmek gerekiyor. Araç menzili, performans, yakıt dolum kolaylığı ve fiyat aralığı. Menzil bakımından elektrikli araçların performansı, hidrojenli olanlara göre biraz daha düşük. Ancak elektrikli araçların yakıt istasyonları da daha yaygın. Bu bakımdan elektrikli araçlar önde gözüküyor. Fakat hidrojenli araçların depoları, tıpkı benzinli araçlar gibi çok kısa sürede doldurulabiliyor. Hidrojenli araçların yakıt maliyeti, elektrikli araçlara göre daha pahalı. Ayrıca gerekli ekipmanlara sahip olan elektrikli araç sahipleri evde dolum yapabiliyor. Bu durum hidrojenli araçlar için mümkün değil. Fakat sıkıştırılmış sıvı hidrojen elde etmenin maliyeti de gelişen teknolojiyle hızla düşüyor. Bu durumda hidrojenli araçların yakıt maliyeti de düşmüş olacak.
Elektrikli ve Hidrojenli Hibrit Otomobil Yolda
Dünya fosil yakıtlardan uzaklaştıkça otomobil üreticileri daha yeni, daha yeşil araçlar inşa etmek için yarışıyor. Hidrojen ve elektrikle çalışan araçlar şimdiye kadar yarışa öncülük etti. Şimdi ise bir şirket, her iki teknolojinin de en iyisine sahip bir araç yaratmak için ikisini bir araya getirmeye çalışıyor. Dünyaca ünlü bu otomobil markası, EV modellerini daha da ileriye taşımak için hidrojen kullanan ilk hidrojen- elektrikli hibrit konsept otomobilini duyurdu.
Hayata Dair 41