Page 107 - LCW LIFE | TEMMUZ 2019
P. 107
Simyacının Sırrı | Scott Mariani
Bela, Hope’un ayrılmaz bir parçasıydı... Özel eğitimli bir SAS ajanı olan Ben Hope’un, geçmişte yaşadığı bir trajedi yüzünden bütün yaşamı altüst olmuştur. Bundan sonraki yaşa-
mını kayıp ya da kaçırılan çocukları bulmaya adamıştır.
Hope, aldığı bir telefonla tekrar geçmişe döner. Yaşlı bir adam, torununu kurtarmak için ondan yardım iste- mektedir ve bu olay şimdiye kadar karşılaştıklarından biraz farklıdır. Çünkü yeni görevi ünlü Simyacı Fulcanel- li’nin el yazmasını bulmaktır. Ancak Nazilerden, güçlü bir Katolik organizasyonu olan Gladius Domini’ye ka- dar herkes bu el yazmasının peşindedir.
Ben, bu araştırmada Amerikalı bilim insanı Doktor Ro-
berta Ryder’la birlikte Paris’in büyülü havasından, bü-
yük sırrı yüzyıllardır saklayan Languedoc’un tarihi mekânlarına kadar heyecan ve gerilim dolu bir maceraya sürüklenir.
Aklımda Hep Sen | Kürşat Başar
Evimden çok uzaktayım. Zaten benim evim var mıydı, gerçekte hiç oldu mu ondan da emin değilim. Tek bildiğim, herhalde tam da bu yüzden, kendi içimde bir ev kurduyum.
Evet evim var, içimde, benimle her yere gelen bir ev. Türk Edebiyatı’nın en özgün seslerinden biri olan Kürşat Başar, Aklımda Hep Sen’de yine en iyi yaptığı şeyi yapıyor: İnsanın hayat boyu içinde kalmak isteye- ceği o anı, gerçek aşkın hikâyesini anlatıyor, kendine has üslubuyla aşka, ilişkilere dair yeni sorular soruyor.
Aklımda Hep Sen günün birinde, “Seyahate çıkıyo-
rum” diyerek birdenbire evini, ailesini, küçük kızını
terk edip kendisine bambaşka bir hayat kuran kayıp
bir babanın bıraktığı büyük boşluğu nasıl doldura-
bileceğini bilemeyen Ebru’nun, bilinmeyen bir yere
doğru çıktığı tren yolculuğunda anımsadıklarıy-
la, çocukluktan genç kızlığa evrilme, büyüme, yalan söylemeyi öğrenme, kendini arama, geçmişle hesaplaşma ve hayatının ilk ve son gerçek aşkını bulma serüveni. (Tanıtım Bülteninden)
Pia Mater | Serkan Karaismailoğlu
Pia Mater, bir roman ancak bildiğimiz romanlardan çok farklı. Yazarın tanımlaması ile o bir Nöro-Roman. Bir sinirbilimci olan Serkan Karaismailoğlu daha önce yayımlanmış olan Kadın Beyni Erkek Beyni ve Beyinde Ararken Bağırsakta Buldum adlı kitap- larından sonra ilk defa bir roman denemesiyle okuyucunun kar- şısına çıkıyor. Ancak bu kitabında da gene bilim var. Bildiğimiz roman kurgusunun içine ustalıkla yerleştirilen bu bilimsel ve- riler, roman kahramanlarının eşliğinde bir hikâyeye dönüşüyor.
Macera, bilim ve heyecanlı bir kitap okumak istiyor- sanız Pia Mater tam size göre. Elma Yayınevi bir ilki daha buluşturuyor okuruyla; Serkan Karaismailoğlu ve Nöro-Roman... Nöro-Roman: Sinirbilimsel ger- çeklerin, belli bir kurgu ve hayali karakterler eşliğin- de okuyucuya sunulduğu bir roman türü.
Adam bir türlü anlamıyordu. Beyin üzerine onlarca
kitap ve araştırma okumuştu. Bu konuda kendisini
önemli bir şekilde geliştirmişti ama gene de anlaya-
mıyordu. Nasıl olur da bir başka insanı bu kadar net
içinde hissedebilirdi ki. Onu gördüğü her an, sahip
olduğunu sandığı bütün organlarının aslında ne kadar bağımsız ve başına buyruk olduklarını bir kez daha algılıyordu. Yıllardır be- raber yaşadığı kalbi artık başkası için atıyordu, beyni desen çok- tan olay yerini terk etmişti. Kendi hücreleri bile dinlemiyordu adamı. Bir insanın hücresi neden bir başkası için kendi vücuduna ihanet ederdi ki... Ama adam bir şeyden çok emindi. Tüm hüc- relerinin kendisini terk edeceğini de bilse, onu gördüğü tek bir anı bile dünyada hiçbir şeye değişmezdi. (Tanıtım Bülteninden)
The Alchemist’s Secret | Scott Mariani
Where there’s Hope there’s trouble... Ben Hope, a former elite SAS soldier tortured by a tragedy from his past. He devotes his life to rescuing kidnapped children. Hope returns to the past with a phone call. An old man asks for help to save his grandson, and this is a little different from what he has ever encountered. Because the new task is to find the manuscript of the famous Alchemist Ful- canelli. It seems that everyone – from the Nazis of the past to the strong Catholic organization known as
Gladius Domini – wants to find this manuscript.
Teaming up with American scientist Roberta Ryder,
Ben is led on a wild and dangerous trail from magical Paris to the ancient strongholds of the Languedoc, where an astonishing secret has lain hidden for centuries.
Aklımda Hep Sen | Kürşat Başar
I’m far from home. I’m not sure if I already have a home or if it really ever happened. All I know is that’s probably why I built a
house inside of me.
Yes, I have a house, a house that comes with me ev- erywhere. Kürşat Başar, one of the most original voic- es of Turkish literature, does what he does the best again in Aklımda Hep Sen; he tells the moment that one would want to remain in life, the story of true love, and asks new questions about love and relationships in his unique style.
Aklımda Hep Sen is the story of Ebru, whose father leaves the family, the home, and the little girl by say- ing “I am going on a journey” one day; that girl doesn’t know how to fill the gap of his father. When she remem- bers something to an unknown location on a train, she
thinks about her passage from childhood to youth, growing up, learning to lie, search for herself, facing up to the past and finding the first and last true love of her life. (From the Bulletin)
Pia Mater | Serkan Karaismailoğlu
Pia Mater is a novel but it is very different from the novels we know. By the author’s description, this is a Neuro-Novel. Ser- kan Karaismailoğlu, a neuroscientist, presents for the first time a novel essay after his previously published books titled Kadın Beyni Erkek Beyni and Beyinde Ararken Bağırsakta Buldum. But there is science again in this book. These scientific data, ex- pertly placed in the novel fiction, turn into a story accompanied
by novel protagonists.
If you want to read adventure, science and exciting books, PIA MATER is the right choice for you. Elma Yayınevi presents a new category; Serkan Karais- mailoğlu and Neuro-Novel... Neuro-Novel: It is a type of novel where neuroscientific facts are pre- sented to the reader with a certain fiction and ima- ginary characters.
The guy just didn’t understand. He had read dozens of books and research on the brain. He had develo- ped himself significantly in this regard, but he still could not understand. How could he feel another person so clearly? Every time he saw this person, he
understood how his organs were independent and self-ordai- ned. The heart he had lived with for years was now beating for someone else; his brain had already left the scene. His own cells weren’t listening to him. Why would a man’s cell betray his own body for another? But he was pretty sure of something. Even if he knew that all his cells would leave him, he wouldn’t change one single moment. (From the Bulletin)
105