Page 19 - LCW LIFE | TEMMUZ 2019
P. 19
 Hava, kirli bir griye bürünmüştü. Koyu renk bulutlar, yer yüzündeki tüm hüznü yüklenmiş, gözyaşlarını bırakacak- ları bir yer arıyordu. Camdaki suretime kaydı gözlerim, bir gölgeden ziyade mimikleri olan bir karartıydı. Çabuk ve ke- yifsiz bir tebessüm bıraktım, camdan bana yorgun bakan yabancıya. Karnımda adını koyamadığım bir kıpırdanma vardı. Sanırım huzursuzluktu... Son zamanların en popüler rahatsızlığı.
Şakaklarımda grileşen saçlarım, sönük ve mat. Yaşım gi- diyor, bana sormadan hızla ilerliyor, dünümü meçhule ça- lıyordu. Ardımda bıraktığım onca yıl puslu bir labirent gibi. İçine girince bir türlü çıkamayıp kaybolduğum uzun, kimse- siz gecelerim var. Ve sen yağmur... O güçlü sesin, ne kadar sinirlerime dokunuyor bir bilsen. Ben burada yalnızlıktan ölürken, senin tüm kalabalığı arkana alıp saldırman hiç de adil değil.
Yine kederine kapılmış bir günün daha gidiyorum. Çekip kurtarmalı, güzel bir hikâye anlatmalı kendime. Sonu mut- lu, sonu umutlu, sonu aşkla biten. Sıyırıp atıyorum bedeni- mi camın önündeki acıdan, yüreğim kesiliyor.
Kendimi sokağa, yaşamın içine atıyor, dışarıya ılık bir mel- tem gibi süzülüyorum. Hızla yürüyorum kaldırımda. Göl- gem beni takip ediyor. Slalomlar çizerek ilerliyoruz yol bo- yunca. Bir kaç öfkeli ses duyuyor, durup dinliyorum etrafı. Kimi yağmura, kimi şansına, kimi de gelmeyen sevgiliye isyan ediyor.
İleride ağaçların arasında bir bank görüyor ve yaklaşıyorum. Üzerimden damlalar süzülüyor. Banka oturup derin bir ne- fesle ciğerlerimdeki havayı boşaltıyorum. Geride sadece ayak sesleri kalıyor, metropolün sert ve kimsesiz adımları. Sonra hatırlıyorum, aslında yağmuru ve ıslanmayı ne kadar
The air was turning gray. Dark clouds burdened all of the sorrows that are on the ground and were looking for a place to drop the tears. My eyes focused on my reflection on the glass which was more of a darkness with gestures than a shadow. I smiled quickly and unhappily to the dreary strang- er who looked at me from the window. There was a move- ment which I couldn’t understand in my stomach. I think it was uneasiness... It is the most popular ailment recently.
There is some gray hair on my temporal bones, and they seem lifeless and lusterless. I age fast and unconscious- ly. My past becomes obscure. All those years I left behind are like a hazy maze. Some nights I feel like I am at a loss and lonely. And you, “the rain”... You should know that your strong sound irritates me. Since I’m here all alone it is not fair that you grow stronger with the sound of the crowd and lash at me.
I’m leaving for another day of grief. I need to tug myself out of here and tell myself a good story. I need a happy and hopeful story that ends with love. I relieve my body of the pain that forms on the glass and my heart breaks down.
I throw myself into the street, into the life and glide like a warm breeze. I walk quickly on the sidewalk. My shadow is following me. We zigzag along the road. I hear a few angry voices and I stop and listen to them. Some people react against the rain while some react against the luck or the lover that doesn’t come.
I see a bench in the woods and approach it. I feel the rain- drops on my body. I sit on the bench and empty the air in- side my lungs with a deep breath. Only footsteps remain behind me. The harsh and lonely steps of the metropolis... And then I remember how much I love the rain and get-
17
























































































   17   18   19   20   21