Page 20 - LCW LIFE | TEMMUZ 2019
P. 20
hayat - life
çok sevdiğimi. Eskiden, çok eskiden... Hayat bu kadar zor- laşmamış, ilişkiler böyle yozlaşmamış, sosyal medya ruhu- muzu çıldırmışçasına esir almamışken, yapmak istediğimiz o kadar çok şey varken ve biz hiçbirini yapamazken...
Zil sesi şuuruma kızgın bir iğne gibi saplanıyor. Bir an me- kan ve zaman netliğini kaybediyor. Ardından bir zil sesi daha... Bu seferki daha da şiddetli. Soluğum kesiliyor. Hikâ- yenin nasıl başladığını ve şu ana nasıl geldiğimi hatırlamaya çalışırken, gözlerimi kendini yırtan saatin sesine açıyorum.
Kalbim ağızımda, karanlığın ortasında uyanıyorum. Bir süre kendi hırıltılı nefesimi dinliyorum. sonra kalkıyor, üzerime geçirdiğim sabahlığımla salona doğru ilerliyorum. Başımı uzatıp camdan dışarı bakıyorum. Hava kirli bir griye bürün- müş. Koyu renk bulutlar, yer yüzündeki tüm hüznü yüklen- miş, gözyaşlarını bırakacakları bir yer arıyor. Gözlerim cam- daki suretime kayarken, ben yine aynı rutini yaşıyorum. Mutsuz, yalnız ve öfkeli bir kısır döngünün içinde. Çırpınıp çıkmaya çalışıyor ve daha çok batıyorum. Her gece aynı rü- yayı görüyor, her gün aynı rüyayı yaşıyorum.
Eminim hepiniz zaman zaman böyle ruhsal çöküşler yaşı- yorsunuzdur. Bu nokta da şunu hatırlamakta fayda var. Biz- ler makine ya da robot değiliz. Duygularımız, heyecanları- mız, tutkularımız var. Kendimizi mutlu etmek için çalışma hayatımızın içine küçük motivasyonlar ekleyebiliriz. Ve en önemlisi hayatımızı gün ışığına göre programlamak zorun- da değiliz. Keyif alacağımız bir sürü aktiviyeti yaşamımızın her anına istersek yerleştirebiliriz.
Mutsuzsanız, kızgınsanız, endişeleriniz varsa, özlüyorsa- nız, yalnız hissediyorsanız korkmaya gerek yok! Yaşıyor- sunuz demektir.
Hayallerinizdir sizi ayakta tutacak olan çünkü anlatacak hikâyelerimiz bitmedi henüz.
Asla kendinizi unutacak kadar yoğun olmayın. Sizin için za- man, kaçırılan fırsatlar ve hayal kırıklıklarıyla dolmasın.
ting soaked. In the past, long and long ago... When the life wasn’t that hard, the relations weren’t corrupted, the social media didn’t dominate our souls and when we had so many things to do and couldn’t realize them all...
I suddenly realize the sound of the alarm like a hot needle. For a moment, I lose the clarity of time and space. Then an- other alarm sounds... This one is more violent. It takes my breath away. As I try to remember how the story began and how I got here, I open my eyes to the sound of the alarm.
I feel excited and wake up in dark. I listen to my own wheezy breathing for a while. Then I get up and walk to- wards the living room with my dressing gown. I look out of the window. The air is gray and dirty. The dark clouds are holding all the sadness on earth and are trying to find a place to leave the tears. I’m experiencing the same routine again, when I check my face on the mirror. I am unhappy, alone and angry in a vicious circle. I’m trying to get out and am sinking more. Every night I see the same dream, every day I live the same dream.
I’m sure you’re all going through such mental collapses from time to time. At this point, it is worth remembering. We are neither machines nor robots. We have feelings, excitement and passion. We can add small motivation- al points to our working environment to make ourselves happy. And most importantly, we don’t have to program our lives according to daylight. We can put a lot of activi- ties in every moment of our lives if we want.
If you are unhappy, angry, worried and if you miss and feel alone, there is no need to be afraid! It means you are alive.
It is your dreams that would keep you alive because our stories are not over yet.
Never be too busy to abandon yourself. Don’t let your time be filled with missed opportunities and disappoint- ments.
18