Page 20 - HEDER DERGİSİ | ŞUBAT 2015
P. 20

 RÖPORTAJ
RÖPORTAJ
 NEFES NEFESE
  Mustafa KÜÇÜK
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Kasım Özer, iş sağ- lığı güvenliğinin Türkiye’de yeni filizlenmeye başladığını belirterek, “2015 yılında Ortak Sağlık Güvenlik Birimleri’ni zapt-u rabt altına alaca- ğız. Çeki düzen vereceğiz. 2015 yılının artık Mart ayında, 81 ilde ne kadar OSGB varsa buraları tek tek, iğneden ipliğe denetleyeceğiz. Bunu yapar- ken evrak bazındaki denetlemenin yanında hiz- met verdikleri işyerindeki yaptıkları faaliyetlere de bakacağız. Kimse kusura bakmasın, biz kim- seye para kazansın diye bir sistem kurdurmadık. Biz iş kazası olmasın, meslek hastalığı olmasın diye sistem kuruyoruz” dedi.
İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Kasım Özer, bütün sistemi İşyeri Hekimleri ve İş Gü- venliği Uzmanları üzerine kurduklarını belirte- rek, “Onlara çok güveniyorum. Bunlarda eğer fire olursa sistem arıza verir. Bir İş Güvenliği Uzmanı, iş yerine gitmeden rapor yazıyorsa ya da gidip çay içip geliyorsa burada fire var, arıza var” dedi. İSGHEDER Yönetim Kurulu Üyesi ve dergimizin Medya Sorumlusu Dr. Mustafa Ağır’ın da katıldığı görüşmede Kasım Özer, Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Küçük’ün sorularını yanıtladı.
AB, kurtarıcı oldu
MK: Yeni çıkan yönetmelik beklentileri karşı- lıyor mu, eksikliklerin giderilmesi için yeni dü- zenlemeler yapılacak mı?
KÖ: Biz Türkiye’de 2000 yılından beri mev- zuatın sürekli değişikliği ile ilgili çalışmalar ya- pıyoruz. 90’lı yıllarda Türkiye’de mevzuat de- ğiştirmek çok zordu. Ben bu işin içinde olan bir adamım. Bir yönetmeliğin maddesini değiştire- ceksiniz, tüzüğün bir cümlesini değiştireceksiniz karşınıza Danıştay çıkar, başkası çıkar. ‘Niye de- ğiştiriyorsunuz, ne gerek var, nesi vardı bunun’ diye 40 soru sorulur. Dolayısıyla o günlerde bizim mevzuattaki hareket kabiliyetimiz neredeyse sıfırdı. Hiç yoktu değil ama çok zordu. Ne zaman 2002’de bir rüzgar esmeye başladı. Avrupa Birli- ği’ne girmemizle ilgili faaliyetlerde bir yoğunluk meydana geldi, AB Uyum Çerçevesi diye çizilen çerçeve içinde biz mevzuatımızı günün şartları- na uydurmaya başladık. Uzun yıllar müfettişlik
yaptım. Uygulayıcı bir insanım. Hem işçilik, hem mühendislik, hem müfettişlik hem işverenlik yaptım. Masanın hangi tarafı varsa o tarafında oturdum. Her taraflı çalıştım. Biliyorum ki zordu. Ama bu AB mevzuatına uyum çerçevesinde ne gerekiyor, yönetmelikte şu maddelerin tekno- lojinin getirdiği şartlara uydurulması gerekiyor. Hemen değiştiriyoruz.
70 senelik tüzük
Çok basit bir örnek vereyim size. Bir muhale- fet milletvekilinin her toplantıda ısrarla ve inatla söylediği bir cümle vardı, ‘En çağdaş tüzüğü or- tadan kaldırdınız, bu yönetmeliklerle memleket yönetilmez.’ En çağdaş tüzük dediği, 1948 yılında İLO’nun İş Sağlığı Güvenliği Rehberi diye yayın- ladığı bir metin. Biz bunu 1971’de 1475 sayılı Ka- nun gereği tüzük olarak yayınlamışız. İşçi Sağlığı İş Güvenliği Tüzüğü. Biz hangi yıldayız? 2014. Bu milletvekili kalkıp diyor ki ‘En çağdaş tüzüğü yok ettiniz.’ 70 senelik tüzük nasıl çağdaş olur? Asır değişmiş bir kere. Biri 20’inci yüzyılda yayınlan- mış, biz 21’inci yüzyıldayız.
Burdan, şuraya varmak istiyoruz. İşte o dö- nemlerde biz bunun gayreti içindeydik. Bakın hemen yönetmelik değişikliğini tarafları toplu- yoruz. Diyoruz ki ‘şunları şunları’ değiştiriyoruz. Tamam değiştiriyoruz. Kimse niye değiştiriyor- sunuz demiyor. Çünkü gerekçemiz sağlam.
Çip sistemi ve Hayat Hattı
Ermenek Kazası olduğu günlerde Ameri- ka’daydık, Enerji Bakanlığı ile bir heyet halinde. Orada gördüğümüz iyi uygulamaları getirdik he- men mevzuatımıza yansıttık. Nedir? Mesela çip sistemi. Mesela, Hayat hattı dediğimiz fosforlu yanmaz, kopmaz, kırılmaz bir hat döşeyerek çı- kış yönünü gösteren uyarılar. Yerin altında cad- de sokak yazmaz. Kapı numarası yazmaz. Hepsi birbirine benzer. Dehlizler vardır sadece. Ben maden mühendisiyim. Girdiniz mi içeri, eğer ya- nınızda o şirketten, işletmeden biri yoksa ölene kadar çıkamazsınız dışarı. Dolanır durursunuz labirent gibi. Peki bir kaza anında bu insanlar nasıl çıkacaklar dışarı? Panik var bir de o an. O panikte acaba şu tarafa mı gitsek bu tarafa mı? Mesela yerin altında çıkışı bulmak için bir yol vardır. Bir avuç toprağı alırsınız, savurursunuz. Toz ne tarafa gidiyorsa, buradan geliyor hava, bu- radan gidiyor. O zaman rüzgarın karşısına doğru gidersiniz, tersine. Ama panik anında bunu dü- şünecek ve yapacak bir durum olamıyor. Duman kaplamış ortalığı, maskeyi takmışsınız zaten. Nasıl çıkacaksınız?
Faydalıysa yapalım
Günün ihtiyacı nedir, biz mevzuatımıza bunu yansıttık. Şimdi Türkiye’nin mevzuatla ilgili bir
Yerin altında cadde, sokak ismi yazmaz. Kapı numarası yazmaz. Hepsi birbirine benzer. Dehlizler vardır sadece. Girdiniz
mi içeri, ölene kadar çıkamazsınız. Dolanır durursunuz labirent gibi. Kaza anında panik de
var. Duman kaplamış ortalığı...
  İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HİZMET VE EĞİTİM KURUMLARI DERNEĞİ DERGİSİ ŞUBAT 2015














































































   18   19   20   21   22