Page 9 - MAKSİMUM BİZ | MAYIS 2013
P. 9
Ve sözün bittiği kelimelerin anlamsızlaştığı an...
Hoşça kal...
Levent Toğrul’un ardından...
1997 Aralık ayında Akdeniz Bölge Müdürlüğü’nü açtığımızda 7 acentemiz vardı. Acente sayısını hızla artırmamız gerekiyordu. Levent Bey her gün çantasını alır ve tabiri caizse kapı kapı diğer şirketlerin acentelerini, yörede sözü geçen tacirleri acentemiz olmaları için ziyaret ederdi. Akşamları bölgeye yüzü düşmüş bir şekilde gelir görüşmelerde sürekli karşı taleplerin geldiğini, Şirketimizin kendilerine neler verebileceğini, karşılanamayacak tavizler istendiğini, alaylı tavırlarla karşılaştığını söylerdi. Yıllar sonra eski günleri yad ettiğimizde, bu insanların birçoğunun yıllar sonra kendilerinin Şirketimiz acentesi olmak için sıraya girdiğini, rollerin değiştiğini, acentem olursan bana ne kadar üretim yaparsın diye sorduğunda mahcup olduklarını ve o anların, çektiği tüm sıkıntıları silip süpürdüğünü anlatmıştı. Bugün, Akdeniz Bölge Müdürlüğü faaliyet gösterdiği iller bazında bölgesel olarak sektörde en çok üretim yapan bölgedir ve bugünlerin temelini hani hep deriz ya tırnakları ile kazıyarak kurmuştu ilk müdürüm, ağabeyim...
Tibet TURAN - Akdeniz Bölge Müdürlüğü
O tam bir Anadolu Sigorta misyoneriydi. Kendisiyle beraber İstanbul’dan gelen iki arkadaşıyla birlikte Akdeniz Bölge Müdürlüğü’nün kuruculuğunu yapan çalışkan, fedakar ve anlayışlı bir misyoner. Biz Anadolu Hayat acentesi iken başka bir sigorta şirketine başvurmuştuk ancak, bu şirket acentelik işimizi savsaklayınca Anadolu Sigorta Bölge Müdürlüğü’ne başvurduk. Kendisi ile ilk orada tanıştım. Bizimle hemen bizzat ilgilenerek şöyle dedi: “Biz size acentelik vermeyeceğiz de kime acentelik vereceğiz...” Hala tüylerim diken diken bu sözünü hatırlarım. O günden bugüne ben hep Anadolu Sigorta’ya inandım ve ona bağlı kaldım.
Şaban DEĞİRMENCİ - Fatih Değirmenci Sigorta
Defalarca yazılan ve silinen satırlarımın arasında onu anlatacak kelimeleri bulmakta öyle zorluk çektim ki... Ne yazsam az; ne desem eksik kalacaktı. Levent Bey çok özel bir insandı. Erdem ve adalet hayat felsefesiydi. İş yaşamında sağlamış olduğu başarıyı özel yaşamında da görmek mümkündü. O çok iyi bir dost, çok iyi bir aile babasıydı. Hayat dolu, enerjisiyle mutlu olan ve sevdiklerini de her zaman mutlu etmeyi bilen güzel insan seni unutmayacağız... Şarkılar seni söyler... şarkısının dizelerinde onu anacağız, Müdürüm şarkılar ve biz sensiz kaldık...
Yasemin Durmuşsu - Akdeniz Bölge Müdürlüğü
Tekne ile ilk turumuza çıkmıştık. Bodrum’da ihtiyaçlarımızı karşılamak üzere karaya çıktık ve otogar yanında kurulan pazar yerinde meyve, sebze alıyorduk. Bir ara Levent kendini iyi hissetmediğini, gözünün üstünde sanki bir perde olduğunu söyledi. Bayağı telaşlandım, hemen bir yere oturttum. Yakındaki marketten su alıp kafasını ıslattım. İyiyim dedi ama dönene kadar o hali devam etti. Benim sürekli ısrarlarımla doktorlara dahi gitti. Hatta doktordan birisi beyin emarı istemişti, cüzdanını bırakmadan cihaza girdiği için de tüm kredi kartları yanmıştı :) Bir süre sonra kayınpederim Seferihisar’a geldiğinde konu gene açıldı, babası her zaman ki esprili hali ile “kesin oradaki güzel hatunlara bakmışsındır, Allah’ta gözüne perde indirmiştir” dediğinde Levent itiraf etti. Bir ara pazardan şeftali alırken yan tezgahta iç giysisi olmayan bir bayana çaktırmadan bakmaya çalıştığını, hatta başka bir beyle göz göze gelip tebessüm ettiklerini söyledi. O an çok kızdım Levent’e. Ben bir şeyler olduğu korkusu ile O’nu düşünürken, telaşla su ararken, kafasından su dökerken o nelerle uğraşıyormuş :)
Emel TOĞRUL - Eşi