Page 167 - MESNEVİ - 1.CİLT
P. 167
1690. Nitekim posta güvercinleri, gönderilen mektupları, yine uçtukları şehre getirirler.
!
Dudunun, duduların hareketlerini duyması ve kafeste ölümü, tacirin ona ağlaması
!
Dudu, o dudunun yaptığını işitince titredi, düştü, kaskatı oldu.
!
Sahibi, onun böyle düştüğünü görünce yerinden sıçradı, külâhını yere vurdu.
!
Onu, bu renkte, bu halde görerek yerinden fırlayıp yakasını yırttı.
!
Dedi ki: “ Ey güzel ve hoş nağmeli dudu! Sana ne oldu, niçin bu hale geldin?
!
1695. Vah yazık, benim güzel sesli kuşum! Vah yazık, benim gönüldeşim, sırdaşım.
!
Yazık, benim güzel nağmeli kuşum; ruhumun neşesi, bahçem, çiçeğim!
!
Süleyman’ın böyle kuşu olsaydı hiç başka kuşlarla uğraşır mıydı?
!
Vah yazık; ucuz bulduğum kuştan ne çabuk ayrıldım!
!
Ey dil, sen bana çok ziyan veriyorsun! Söyleyen sen olduktan sonra ben sana ne diyeyim?
!
1700. Ey dil, sen hem ateşsin, hem harman! Ne vakte kadar harmanı ateşe vereceksin?
!
Can, ne dersen onu yapmakla beraber gizlice yine senin elinden feryad etmektedir.