Page 170 - MESNEVİ - 1.CİLT
P. 170
1725. Ayıkken bile titiz ve sarhoş olan, kadehi ele alınca nasıl olur?
!
Anlatılamayacak derecede sarhoş olan bir aslan, çayırlığa gelince oraya yayılmış yeşilliklerden neşelenir, sarhoşluğu büsbütün fazlalaşır.
!
Ben kafiye düşünürüm; sevgilim bana der ki: “Yüzümden başka hiçbir şey düşünme!
!
Ey benim kafiye düşünenim! Rahatça otur, benim yanımda devlet kafiyesi sensin.
!
Harf ne oluyor ki sen onu düşünesin! Harf nedir? Üzüm bağının çitten duvarı.!
!
1730. Harfi, sesi, sözü birbirine vurup parçalayayım da seninle bu üçü de olmaksızın konuşayım!
!
Âdem’den bile gizlediğim sırrı, ey cihanın esrarı olan sevgili, sana söyleyeyim.
!
Halil’e bile söylemediğim sırrı, Cebrail’in bile bilmediği gamı,
!
Mesih’in bile dem vurmadığı, hatta Tanrı’nın bile kıskanıp biz olmadıkça kimseye açmadığı sırrı sana açayım.”
!
Biz (mâ) kelimesi, lûgatte nasıl bir kelimedir? İspata ve nefye delalet eden bir kelime. Halbuki ben ispat değilim; zatım, varlığım yoktur ki ispat edilebilsin. (Varlığım olmadığından ) Nefiy de değilim (yokun varlığı nefiy de edilemez, esasen olmadığı için yoktur da denemez).
!
1735. Ben varlığı yoklukta buldum, onun için varlığı yokluğa feda ettim.
!