Page 12 - SEDEF - Hz.Mevlana'dan İnciler
P. 12
!
!
!
Aşk bir padişahtır, bayrağı görülmez. Tanrı Kuran’ıdır, ayetleri bilinmez. Her aşık bu avcıdan bir ok yemiştir. Kanlar akar durur fakat yarası görünmez.
Aşk denince akla Mevlana gelir. Aşk, Mevlana’nın özüdür. Aşk’ın adı Mevlana’dır.
Mevlana, öyle bir aşk okyanusudur ki, ucu bucağı yoktur, başı sonu yok- tur. Derinliklerine dalar gidersin, ve ne kadar derine dalarsan o kadar çok vurgun yersin. Başın döner, aşkla kendinden geçersin.
O aşıkları yağmur damlalarına benzetir. Yağmur damlaları okyanusa bir düştüler mi, artık onlar damla olmaktan çıkar okyanusun kendisi olurlar.
Mevlana’nın manevi varlığı, en güzel ve en cazibeli bir aşk edasıdır, dü- şünüşü bir aşk hamlesi, yürüyüşü bir aşk salınışıdır. Onun sesi gönülleri çeken bir aşk sesi, onun sözü ruhlara ebedi hayat veren bir aşk sözüdür. O Ab-ı Hayat’tır.
Onun sözleri Allah edebiyatıdır, Kuran edebiyatıdır, aşk edebiyatıdır.
O tüm alemlerin ve bütün zamanların aşk peygamberidir.
Tasavvuf, Mevlana’nın sözünde bir bilgi olmaktan çıktı, bilinmiş oldu. Şiir, Mevlana’nın dilinde bir şiir güzelliğini geçti, güzelliği canlandıran bir ilham güneşi oldu. Aşk, Mevlana’nın gönlünde aşkın gökünü aştı, ma- şuka ulaştı...
Mevlana, Hazreti Muhammed’in maşukluk ışığında yandı. Gönlünün kandilini o ışıktan yakıp uyandırdı. Ondaki nur, o nurdur.
Mevlana çok geniş bir söz söylemek kudretiyle, ilham azametiyle yara- tılmıştır. Mevlana, hayatında yalnız söylerken değil, susarken de söylerdi. Hatta susarken söylediği sözler, söylerken söylediği sözlerden de derindi. O, söylerken kulaklardan kalbe nur akıttı; susarken kalbin kadehine şarap, ruhun ağzına abı hayat akıttı...
!12


































































































   10   11   12   13   14