Page 18 - SEDEF - Hz.Mevlana'dan İnciler
P. 18
!
!
Her zerrenin gönlünde bir saray var, fakat kapısını açmadıkça kapalı kalır sana.
!
Cenab-ı Mevlana, ‘İnsan insanın cennetidir, insan insanın cehennemidir.’ der. Hz. Mevlana bir aşk velisidir. Çünkü aşkı onun kadar güzel anlatan biri daha gelmemiştir bu aleme. ‘Sevgisiz ve aşksız geçen ömrü, ömür sayma’, diye söylerken, mecazı buraya katmamıştır. Bir kızın bir erkeğe, bir erkeğin bir kıza duyduğu aşkı, muhabbeti, buraya sokmamıştır.
Mecaz dediğimiz geçici aşk, Hz. Mevlana’nın söylediği o güzel aşka gelmek için bir köprüdür. O aşkta yaşadığımız tutkuyla Hakk’a yüz tut- mamız gerekir.
İnsanı Rabbine en kısa yoldan ulaştıracak vasıta aşktır.
Mevlana diyor ki: “Ben, aşkı durmadan öğsem, yüzlerce kıyamet gelir geçer de onun vasfı bitmez. Çünkü kıyamet tarihi için sınır vardır. Allah- ’ın vasfı için ise sınır ne gezer.”
Mevlana’nın bu sözünden anlıyoruz ki, aşk ve aşıklık Allah’ın vasfıdır. Onun için Hakk Kur’an’da sevgiyi, kendine ve sevgili kullarına izafe et- mek suretiyle vasfetti.
Mevlana, Peygamberimizin yolu, izi aşktır, diyor.
Hazreti Muhammed, aşkta ve aşıklıkta tek olduğu için aşk aleminin Sul- tanı oldu. Peygamberlerin Peygamberi, bütün insanlığın, bütün beşeriye- tin Efendisi oldu.
Mevlana, Hazreti Muhammed’in gerek feyiz yönünden ve gerek aşk yö- nünden tam varisi olduğu içindir ki, Şems-i Tebrizi’nin sohbetiyle beliren gönlündeki hakiki, ilahi ve Muhammedi aşkı daima kendinde devam etti. Gün geçtikçe arttı, sevgili Allah’ının ta hariminin aşkına ulaştı ve orada onunla birleşti de aşk, aşık ve maşuk bir oldu.
Mevlana, kendindeki hakiki aşkı beyanda diyor ki: “Allah’ım. Beni ezel- de yarattığın zaman, aşkım kemalde idi. Ne yer vardı, ne gök vardı, ne güneş vardı, ne ay vardı, ne bir insan başı ne de onun bir serpuşu vardı. Ta o zaman, benim duamı işittin de beni seçkinlerinin içinden kendi aşkın için seçtin.”
!18