Page 39 - BÜLTEN DERGİSİ 89. SAYISI
P. 39
Başka yapılardan Yerebatan’a
getirilen bezemeli mimari
Yerebatan (Bazilika) Sarnıcı,
Y erebatan 140 x 70 m. dir. Yaklaşık sütun kaidesine dönüştürülmüş
elemanlardan en tanınmışları,
Roma’dan Bizans’a, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan tarih….
10.000 m² alan kaplayan sarnıç
Medusa başı kabartmalı bloklar
sarnici
depolayabilme kapasitesine
ve üzerlerine yerleştirilmiş
sahiptir. Tonozları 336 adet
Yerebatan Sarnıcı, kayalık bir zemine mermer sütun taşır. postamentlerdir.
Basilika Sarnıcı kurulduğundan günümüze kadar çeşit-
oturan, tuğladan inşa edilmiş, dikdört- li onarımlardan geçmiştir. Osmanlı imparatorluğu döne-
gen planlı bir yapıdır. Ölçüleri ilk defa minde iki defa restore edilen sarnıcın ilk onarımı 18. yy.’da
I. Dünya Savaşı döneminde Alman ar- III. Ahmet zamanında (M 1723) Mimar Kayserili Mehmet
Ağa tarafından yaptırılmıştır. 19. yy.’da ikinci büyük onarım
keolog Eckhard UNGER tarafından alın- Sultan II. Abdülhamit (1876-1909) zamanındadır. 1955-
mış ve 140 x 70 m. olduğu belirtilmiştir. 1960 yıllarında kırılma riski altındaki 9 sütunu kalın bir
Yaklaşık 10.000 m² alan kaplayan sarnıç beton tabakasıyla kaplanmıştır. Cumhuriyet dönemindeki
80.000 m³ su depolayabilme kapasitesi- en büyük onarım 1985 yılında İstanbul Belediyesi tarafın-
ne sahiptir. Tonozları 336 mermer sü- dan başlatılmıştır. Bu onarım döneminde sarnıç içerisin-
tun taşır. Suyun içerisinde yükselen bu den 50.000 ton çamur çıkartılmıştır. 1985-1987 yılları ara-
sında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin gerçekleştirdiği
sütunlar sarnıca gerişle birlikte oldukça kapsamlı onarım ve temizlik çalışmalarında, Yerebatan’ın
etkileyici bir görüntü oluşturmaktadır. en önemli simgesi olan Medusa başları keşfedilmiştir.
Sütun başlıklarının 98’i Roma coğrafya- Sarnıcın kuzeybatı köşesindeki iki sütunun altında kaide
sında yaygın şekilde kullanılan Korint olarak kullanılan iki Medusa başı Roma Çağı heykel sana-
üslubunda, geri kalan kısmı ise beze- tının şaheser örneklerindendir. Sarnıcı ziyarete gelenle-
rin hayretler içerisinde seyrettikleri IV.yy. ait bu başların
mesizdir. Başka yapılardan getirilerek hangi yapıdan alınarak buraya getirildiği konusunda kesin
Yerebatan’da yeniden kullanılan beze- bir bilgi olmamakla birlikte Genç Roma Çağı’na ait antik
meli mimari elemanlardan en tanın- bir yapıdan sökülerek buraya getirildiği sanılmaktadır. Sü-
mışları, sütun kaidesine dönüştürülmüş tun kaidesi olarak kullanılan Medusa başlarından yapının
Medusa başı kabartmalı bloklar ve üzer- batısında konumlanmış olanı ters, doğusundaki ise yatay
lerine yerleştirilmiş postamentlerdir. olarak durmaktadır.
Onarımı ve restorasyonu tamamlanarak gezi platformu
Yerebatan (Bazilika) Sarnıcı, “Gözyaşı sütunu” olarak tanınan, stilize yapılan Yerebatan Sarnıcı 9 Eylül 1987 yılında tekrar ziya-
İstanbul’da şehrin su ihtiyacını karşıla- ağaç gövdesi bezemeli sütun da kentte- rete açılmıştır.
mak üzere 526-527 senelerinde yaptırıl- ki bir başka yapıdan taşınarak sarnıçta
mış, su depolama amacıyla tasarlanmış yeniden işlevlendirilmiştir. Her iki mi-
devasa ölçülerde bir yeraltı yapısıdır. mari öğenin de 4. yüzyıla tarihlendiği
Kapalı sarnıçların en büyüğü olan yapı, kabul edilir.
6. yüzyılda Doğu Roma İmparatoru I. Jus-
tinianus tarafından idare merkezi olan Yerebatan Sarnıcı, İstanbul’un Os-
Büyük Saray ve etrafındaki binalara su manlılar tarafından 1453 yılında fethin-
sağlamak amacıyla kentin anıtsal merke- den sonra, bir müddet daha kullanıl-
zinde inşa edilmiştir. Sarnıcın inşasında mış ve padişahların oturduğu Topkapı
İstanbul’un 7.000 köle çalıştırılmıştır. Şehrin birinci Sarayı’nın bahçelerine buradan su ve-
fethi ve ikinci tepeleri arasındaki bölgelerin su rilmiştir. Durgun su yerine çeşme su-
ihtiyacını karşılayan Yerebatan Sarnıcı’na
sonrasında su Hadrianus isale hattından gelmektedir. yunu yani akan suyu tercih eden Os-
manlıların şehirde kendi su tesislerini
Sarayburnu Sarnıç, İstanbul’un Osmanlılar tarafından kurduktan sonra kullanmadıkları anla-
fethinden sonra Sarayburnu ve Bahçe
ve Kapısı civarına su dağıtım merkezi olarak şılan sarnıç, 1544-1550 yıllarında Bizans
Bahçe Kapısı hizmet sunmuştur. kalıntılarını araştırmak üzere İstanbul’a
Ayasofya’nın güneybatısında, Soğuk-
civarına çeşme Sokağı’ndadır. Suyun içinden yük- gelen Hollandalı gezgin Petrus GYLLİ-
US tarafından yeniden keşfedilmiştir.
su dağıtım selen pek çok mermer sütun nedeniyle Petrus GYLLİUS tarafından yapılan in-
halk arasında Yerebatan Sarayı olarak
merkezi isimlendirilmektedir. Sarnıcın üzerinde celemelerde yapının üzerindeki evlerde
olarak hizmet daha önce bir bazilika bulunmasından yaşayan İstanbulluların sarnıca açılan
kuyulardan kovalarla su çektikleri tespit
sunmuştur. ötürü, Bazilika Sarnıcı olarak da adlandı- edilmiştir.
rılmaktadır.
36 37