Page 10 - 88.BÜLTEN
P. 10
Elinden, belinden,
dilinden kimseye
zarar gelmesin
özlü sözü
hayat felsefemiz oldu.
Köy ortamında büyüyen her
çocuk gibi, dağ-bayır gezmesini
bilen, yerine göre saygılı, duruma
göre efelenen, gözünü budaktan
sakınmayan tarzda yetiştirildim.
1966 Tefenni/Burdur Ece köyü do- şarılı bir öğrencilik hayatım oldu.
ğumlu, çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşan, Lise öğrenimi, imtihan sonucu ba-
üretken ve fedakâr köylü bir ailenin 2 şarılı öğrencilerin seçildiği meslek
çocuğundan büyük olanıyım. Köy orta- lisesi dönemlerini yaşayanlardanım.
mında yetişen her çocuk gibi, dağ-bayır Son yıllarda ‘’meslek lisesi memleket
gezmesini bilen, yerine göre saygılı, du- meselesi ‘’ sloganları geliştirilerek,
ruma göre efelenen, gözünü budaktan meslek edinmenin önemi ortaya çıka-
sakınmayan bir yetişme tarzım oldu. rılmak istenmekte, mesleğe itibar ve
Yetiştiğim yöreden büyüklerimizin saygınlık tekrar kazandırılmaya çalışıl-
maktadır.
beni ve çevremdeki arkadaşlarımı yetiş-
tirme şeklinden olacak, elinden – belin- Köy kökenli olmam ve çiftçilikle uğ-
den – dilinden kimseye zarar gelmesin raşmamın etkisiyle, Ziraat Meslek Li-
sözü yaşam tarzımız haline geldi. Yap- sesi tercihi yaptım ve böylelikle lise
yıllarım başladı. Her ne kadar tarım
tığımız hatalar için sadece ailemiz tara- ve hayvancılık konusunda bilgi sahibi
fından değil, köyün her ferdi tarafından olsam da, çok eksiklerimin olduğunu
kulağımızın çekilebildiği bir çocukluk ve öğrencilik yıllarımda gördüm. Lise öğ-
gençlik dönemimiz oldu. Bu otokontrol, renim dönemlerinde Ülke olarak özel-
karakterimizin oturmasında oldukça et- likle tarımsal mekanizasyon konusunda
kili oldu. ne kadar yetersiz olduğumuzu, dünya
İlkokulu, Ece köyünde, ortaokulu il üretimi ile kıyaslanamayacak kadar ve-
merkezinde okudum, bu dönemler ba- rimsiz olduğumuzu gördüm.
8 9