Page 89 - katalog_deri_baski_son
P. 89

Rahle


                                         nedir?






                                  Genelde diz çökerek veya bağdaş kurarak önüne oturulup üzerinde kitap okunan
                                 açılır kapanır yahut üzerinde yazı da yazılabilen düz tablalı, sabit ayaklı (ders rahlesi)
                                 şekillerde yapılan küçük bir kürsü, masa türüdür. Daha çok Kur’an’ı yerden yüksek
                                 tutarak gereken saygıyı göstermek ve başlangıçta çok ağır olan mushafları rahat
                                 okuyabilmek ihtiyacından doğmuştur. Rahle isminin binek hayvanlarının semer/
                                 eyeri  için  Arapça’da  kullanılan  rahl/rahal  kelimesinden  geldiği  sanılmaktadır.
                                 Arapça  kaynaklarda  açılır  kapanır  rahlelere  genellikle  kürsî,  kürsiyyü’l-mushaf,
                                 üzeri  düz  ders  rahlelerine  ise  mindade  veya  minassa  denildiği  görülmektedir.
                                 Rahle denilince ilk akla gelen, tek parça kalın bir tahtadan dişli-geçme olarak
                                 yapılmış iki kanatlı, açılır kapanır (X şeklinde) tiplerdir. Bunlar abanoz, pelesenek,
                                 meşe, şimşir, ceviz, karaağaç ve kiraz gibi dayanıklı sert ağaçlardan, 4-4,5 cm.
                                 kalınlığında  bir  tahtanın  menteşe  vazifesi  gören  geçme  dişlerin  oyulacağı  yere
                                 kadar (genellikle 1/3) ortadan ikiye biçilmesi ve dişlerin oyularak kanatların belli bir
                                 açıdan fazla açılmayacak derecede (yaklaşık 110°) çapraz duracak şekilde tesbit
                                 edilmesi  suretiyle  meydana  getirilir.  Safedî,  “kürsiyyü’n-nesh”  dediği  rahlelerin
                                 kanatlarının birbirine geçen dişlerinden bahsederken onları, İskenderiyeli şair Ebû
                                 Mansûr Zâfir b. Kāsım el-Haddâd’ın ayrılık zamanı sevgililerin parmak parmağa
                                 kenetlenmiş ellerine benzetir. Ayak kısmının olduğu gibi bırakılıp çeşitli tekniklerle
                                 süslendiği veya mihrap yahut kemer şeklinde oyularak ağır ağaçlardan yapılan
                                 rahlenin hafifletildiği görülmektedir.



                                  It is a type of small lectern, which is generally made in the form of a flat table, fixed
                                 legs (lecture lectern), which can be opened and closed or written on by sitting in front of
                                 it by kneeling or cross-legged. Rather, it was born out of the need to show the necessary
                                 respect by keeping the Qur’an high from the ground and to be able to read the mushafs,
                                 which were very heavy at first. It is thought that the name Rahle comes from the Arabic
                                 word rahl/rahal, which is used for the saddle/saddle of riding animals. In Arabic sources,
                                 it is seen that the collapsible lecterns are generally called kursi, kürsiyyü’l-mushaf, and
                                 the flat-topped lecterns are called mindade or minassa. The first thing that comes to
                                 mind when talking about a lectern  is the two-winged, collapsible (X-shaped) types
                                 made of a single piece of thick wood. These are made of durable hardwoods such as
                                 ebony, rosewood, oak, boxwood, walnut, elm and cherry, by sawing a 4-4.5 cm thick
                                 board in half (usually 1/3) in the middle to the place where the connecting teeth that
                                 act as a hinge will be carved, it is formed by fixing it in such a way that it does not
                                 open more than one angle (about 110°) and by carving the teeth and making the wings
                                 certain.  When  Safedî  talks  about  the  interlocking  teeth  of  the  wings  of  the  lecterns,
                                 which he calls “kursiyyü’n-nesh”, he likens them to the fingers of the lovers at the time of
                                 separation of the Alexandrian poet Abu Mansûr Zafir b Qasim al-Haddâd. It is seen that
                                 the foot part is left as it is and decorated with various techniques, or the lectern made
                                 of heavy woods is lightened by carving it in the form of an altar or arch.












                                                                                                          Konya Olgunlaşma Enstitüsü  89
   84   85   86   87   88   89   90   91   92   93   94