Page 26 - Pastil 1.Sayı
P. 26

Çingene Kızı
          Çingene Kızı mozaiği, Nizip'te Fırat Nehri kıyısında bulunan Zeugma Antik Kenti'nde 1998 yılındaki kazı çalışma-
           ları esnasında çıkarıldı. Fakat birçok kayıp parçası vardı. Çünkü yaklaşık 300 metrekarelik bir alan üzerine
                                                           işlenmişti.
          Çingene Kızı ismi verilmesinin sebebi ise, eseri yapan kişinin, eserdeki insan suretinin saçlarını örgülü ve renkli
          kurdelelerle resmetmiş olması. Kimilerine göre Büyük İskender, kimilerine göre ise Yer Tanrısı Gaia'dan esinlenil-
                                                       erek oluşturulmuş.
          Bölgede kaçakçılar tarafından yapılan kazılarda gözden kaçırılan Çingene Kızı mozaiği aslında tek parça değil.
          Büyükçe bir odanın zeminini tamamen kaplayan bir eserin küçük bir parçası. Mozaiğin geri kalan parçaları ise
            kaçakçılar tarafından yıllar önce ABD'ye götürülerek satıldı. Ohio Üniversitesi'nde bulunduğu bilinen kayıp
          parçaların 4 yıllık yoğun çalışmalar sonucunda Türkiye'ye ait olduğu kanıtlanarak ait olduğu yere, Zeugma'ya
          dönmesi kararı alındı. Çingene Kızı bakışlarındaki hüzün ve yapımında kullanılan teknikler nedeniyle Zeugma'nın
          Mona Lisa'sı olarak anılıyor. Ohio'da tutulan Zeugma Çingene Kızı mozaiği Türkiye'ye verildi. Fakat Çingene Kızı
          ülke topraklarından çıkan tek eserimiz değildi. Bakalım daha hangi eser daha doğrusu eserler var: Millet Güney
          Agora Kuzey Kapısı, Zeus Sunağı, Athena Tapınağı, Nereidler Anıtı, Halikarnas Mozolesi, Truva Hazineleri,Dio-
          nysos Mozaiği, İhtiyar Balıkçı Heykeli, Üç Güzeller Mozaiği…Maalesef Ülkemizde Sanata verilen değer iç açıcı
          değil. Sanat Eserlerin “Restorasyon” adı altında Yüzlerce hatta binlerce yıl ayakta kalmayı başarabilmiş tarihi
         eserler, âdeta kılık değiştiriyor. Çünkü ülkemizde restorasyon, yenileme olarak algılanıyor. Eserler, yapılar kendi
          dönemine uygun şekilde restore edileceği yerde kulaktan dolma bilgilerle ve günümüzdeki malzemelerle resmen
                                     yeniden inşa ediliyor. Umarım bu durum artık son bulur.
                                                     Kaynakça: https://www.google.com.tr/amp/s/m.haberturk.com/cingene-kizi-nin-gizemli-hikayesi-2228752-amp
                                                            http://www.milliyet.com.tr/zeugma-cingene-kizi-nedir--cingene-kizi-mozaigi-tarihcesi-molatik-9541/
                                                                   http://www.aktuelarkeoloji.com.tr/anadoludan-avrupaya-kacirilan-onemli-15-tarihi-eser
                                          MÜZİK VE İNSAN                                                      MELİS TEZCAN

              Müzik, en genel tanımıyla sesin biçim ve anlamlı titreşimler kazanmış halidir. Tabi ki bundan daha
        fazlasıdır.  Müziğin keşfedildiği ilk zamanlarda insanlar müziğin rahatlatıcı etkilerini farkına varmış, ritmi
                     karmaşa ve tehlikeyle boğuşan zihinlerini rahatlatmak amacıyla kullanmışlardır.
                Daha sonra çeşitli nesneler ve tekniklerle çıkarılan seslerin şekli ve tınısı üzerine hükmedilmiş
          estetik ve haz boyutu artmıştır. Pek çoğumuz ne gibi bir etkisi olduğunu tamamıyla farkında olmadan
           müzik dinleriz dinlediğimiz müzikler bazen uyarıcı, bazen rahatsız edici , bazen de rahatlatıcı olabilir.
                Ancak tepkimiz ne olursa olsun dinlediğimiz müzikler bizde zihinsel ve fiziksel bazı etkiler
          yaratır . Ayrıca müzik bizim duygularımızı da etkiler. Ses dalgaları kulağa ulaştığında farklı türde sinir
              hücrelerinin uyarılmasına sebep olur. Müzik dinlerken ruh halimizde ortaya çıkan değişikliklerin
                  sebebinin bu olduğu düşünülüyor. Araştırmalara göre müzik beyinde duyguların ortaya
        çıktığı bölgelerin etkinleşmesini sağlıyor. Seslerin bizleri bir etkileme  şekli ise davranışsaldır. Etrafımızda
       olan o kadar şeye rağmen davranışımızın değişmemesi şaşırtıcı olurdu zaten. Araba da çalan hızlı bir müzik
        o zaman sorun kendinize ibre 40 km/s durabilecek mi ? Sanmıyorum. Müziğin, insanlar üzerinde psikolojik
          bir etkisinin olduğu ise sürekli vurgulanmakta . Şarkı söylemek, ritimle hareket etmek, dinlemek ve çalgı
          çalmak  bireyin müzikal oluşumları öğrenmesini sağlar ve bu etkinlikler, kişinin bedensel koordinasyon,
            zamanlama, hafıza  , konsantrasyon ve dinleme becerilerini geliştirmeye yardımcı olur. Müzik beyin
              dalgalarımızı hızlandırabilir ya da yavaşlatabilir. Bilinç halindeyken beynimiz saniyede 13 ile 20
         arasında hıza sahip dalgalar yayar. Uyku halinde bu dalgalar saniyede 13 ün altına iner. Beyin dalgaları
           ne kadar yavaşlarsa kendimizi o kadar huzurlu hissederiz  .Belli türlerdeki müziklerle beyin dalgaları
             üzerinde etki yaratılabilir. Müziğin bu özelliğini dikkatimizi toplamak için de kullanabiliriz. Müzik
              çarptığı nesnelerde bazı fiziksel değişimlere yol açar.Bu değişimler hoparlörün üstüne dökülen
             boyalar kadar gözle görülebilir olabilir .Bu titreşimlerin bizim vücudumuz üzerinde etki etmesi de
               kaçınılmazdır. Kan basıncımız,nabzımız ve nefes alıp verme hızımız bundan etkilenir.Duygusal
          değişimlerimize bağlı olarak vücut sıcaklığımız ,algı düzeyimiz değişkenlik gösterir.Müziğin Bu etkilerini
           işitme engelli olan biri de en az insanlar kadar hissedebilir. Eğer etrafınızda işitme engelli biri varsa
              onunla bir  dans etmeyi deneyin. Vücuduna çarpan titreşimler sayesinde ritmi hiç kaçırmadan
           dans edebilir. Müzik matematikseldir, karmaşık fikirlerin kolay çözülmesini sağlar. Etkili öğrenmenin
            temel unsuru olan beynin, sağ ve sol yarım kürelerinin denge içinde çalışmasını sağlar. Belirli müzik
           türleri, huzur veren endorfin  hormonunun salgılanmasını ve sakinliği arttırır. Uzun vade de hafızayı
          geliştirir. Kendimden örnek  verirsem  kitap okurken dinlediğim müzikleri sonradan dinlediğimde aklıma
         okuduğum  bölümler gelir.  Müzik, insanı bu dünyadan alır düşler diyarına götürür, orada yaşatır. Bazen
        gerçeklerden  uzaklaştırır bazen de gerçeklerle yaşamayı öğretir. Müziğin dili sese bağlı olduğundan daha
           çabuk yayılan ve sınırsız bir sanattır. Bu nedenle; müzik insan düşüncesini taşıyan en demokratik ve
          bağımsız bir sanattır .Örneğin;Fransız dilini anlamayabiliriz ama müziği bizi etkiler. Farklı dillerde verilen
         düşünce anlaşılmayabilir, ancak müzikleri sevilmese de müzikle uğraşan kişi o müziği anlayabilir. Müzik
              düşünce taşıdığı için tarihi bilgileri de kendinde barındıran bir olgudur. Bir söz başka bir sözle
              anlatılabilir fakat müzik öyle değildir; ”mi” notasından verilen müzik “fa” notasıyla anlatılamaz.


               Müzik bana ne kattı diye sorduğum zaman ,aldığım cevap şudur;dinlediğim değişik tarzdaki
            müzikleri daha bilinçli bir şekilde anlamamı sağladı , kendimi daha iyi tanımamı sağladı,duygularımı
              ayırt etmemde yardımcı oldu , daha kararlı olmamı ve hayata daha melodik bir gözle bakmamı
            sağladı. Müzik sevgimi anlamlaştırdı .Müzikten uzaklaştığım zamanlarda hayata fazla olumsuz ve
             gerçekçi baktığımı anladım. Her insanda bu durum farklıdır.Ama bence herkesin hayatında müzik
                       olmalı . Özetleyecek olursak:Müzik güzelliktir ve insan ruhuna güzellik katar.


















                                                         MELİS ÜNAL
                                       Kaynakça: https://marmaralife.com/2015/08/08/muzigin-insan-uzerindeki-etkisi/
                                               https://www.youtube.com/watch?v=EERZEP8Svjs
   21   22   23   24   25   26   27   28   29