Page 14 - Yürüyüş Dergisi 63. Sayısı...
P. 14

BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....


                     BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN...





                  ... Son süreçte bolca kitap vb. yayın çıkarılıyor. Yarına not düşmek için, her alandan farklı farklı üretimler
               çıkıyor. Yüksel Direnişinin Cep Gazetesi, Yorum Haber Bülteni, yeni Yorum besteleri... Devrimcilik kitabı, Bir Ölür
               Bin Doğarız kitabı, yeni Kurtuluş dergisi... Hepsi, tarihimizin bu zorlu kesitini yarına taşıyacak olan birer belge

               niteliğinde. Ve bizim alanımız da bugün kuşatma altında kendi pratiğini hayata geçiriyor.
                  Bu tarihi süreci belgelememiz de boynumuzun borcu. Bunu yapmak için önümüzde iki tane program var:
               Kendi alanımızın yayınını diriltmek ve kendi kitabımızı çıkarmak.
                  Kitaplarımızı, dergilerimizi "Bugün kimse okumuyor" diye düşünmeyelim. Yarın devrim olduktan sonra, bu
               süreçte yaptıklarımızın değeri daha da anlaşılır olacak. Mesela Lenin'in eserlerini, Lenin hayattayken milyonlarca

               insan okumamıştır. Ama bugün geri dönüp baktığımızda, nasıl bir ateş hattında neler yaptığını, neler yarattığını
               daha net görebiliyoruz. Bolşevik Parti'nin, Rus Marksist-Leninistler'in gücünü o eserlerde, engin teorik metinlerde
               görebiliyoruz.
                  Veya Mahir... Kesintisiz 1-2-3'ü, hapishaneden firar ettikten sonra, kelimenin tam anlamıyla ateşin ortasında

               yazıyor. Ama "Şimdi yazıyorum ama kim okuyacak" diye düşünmüyor. Yarına nasıl bir iz bırakacağının bilinciyle,
               bir yandan silahlı eylemleri örgütlerken, diğer yandan Türkiye Devriminin yolunun yazılı metinlerini üretiyor.
                  Ve Mahir o zaman o yazıları yazmasaydı, tarihe o yazıları bırakmasaydı, bugün belki biz bu şekilde diyalog
               kuruyor olamayacaktık... Biz de öyle şeyler yaratmalıyız ki, bundan yıllar sonra alanımızın mücadelesini büyüten

               yoldaşlarımıza aynı şeyleri dedirtebilmeliyiz...
                  Bunu yapacak gücümüz ve pratiğimiz fazlasıyla var... Tek sorun, bunu ihtiyaç olarak görmememiz. Bunu
               gördüğümüz anda, yazılı üretim noktasında daha da hızlanırız bence...



              Devrimcilik yapmaya karar verirken korkular kaygılar                       Makine Mühendisleri Odası’nın
           yaşarız; ama bu işin zorunluluğu da var. Her gün onlarca               tavrı; ÖDP, TMMOB genelinde olduğu gibi
           sebep bulabiliriz bu işi neden yaptığımıza dair. İşte bu zorun-        burayı da "düzen içi muhalefet"in mevzisi
           luluklarla bütünleştiğimiz ölçüde yoldaşlarımızla aynı havayı          haline getirmiş. "Seni yönetime almıyoruz,
            solumak bizleri bahtiyar ediyor. İşte bu bahtiyarlık, bizim dev-      çünkü soruşturman var" ne demek? Nasıl
            rimcilik yapma nedenlerimizden birisi.                                kirli, çürümüş bir kafadır...
               Devrimcilik yapma nedenleri; sayısal olarak YAPMAMA ne-
            denlerinden daha fazla! Korku, kaygı, zorluklar, alışkanlıklar        mamış neredeyse Türkiye'de. Beyefendiler,
                                                                                     Bugün soruşturması olmayan insan kal-
            vb. diye ifade ettiğimiz şeyler eninde sonunda tükenir. Zorluklara,  faşizmin soruşturma açmasını "Yönetime
            yapmama gerekçelerine yüzlerce şey sıralamak mümkün de-
             ğildir; ama her gün bir günlük gazeteye baksak bile, onlarca        almama gerekçesi" yapıyorlar. Ama fa-
             devrimcilik yapma nedeni buluruz. Nefes aldığımız her saniyede      şizmin soruşturmaları; bu halk düşmanı,
             açlıktan ölen insan sayısı, bizim devrimcilik yapmamızın en         faşist düzenin şeref belgeleridir. "Soruş-
             somut nedeni. Bu adaletsiz düzen var olduğu sürece bu               turma açılmaması" için suya sabuna do-
             nedenler asla tükenmez, sürekli artar. Yeter ki bu nedenleri        kunmamak ise, başta kendi meslektaşlarına
             yüreğimizin en derinlerinde hissedebilelim...                       olmak üzere tüm halka ihanettir...
                 Bizim kafamızın dışında koskocaman bir dünya var ve bu
                                                                                    İşte reformizmin kafası böyle çalışıyor...
              dünyayı kavrayacak; hatta kavramanın da ötesinde değiştire-       Ve bu kafadan hiçbir şey çıkmaz! Kısa
              bilecek bir gücümüz var. Maddenin ve diyalektiğin yasalarını      vadede bizim buradan alacağımız en dev-
              biliyoruz. Yeter ki kafamızı kaldıralım, dünyaya bakalım, kendi   rimci sonuç; beyinleri kirlenmemiş ve

              kafamızın içinde debelenip durmayalım.                            için yapma konusunda ikna etmektir.
                                                                                örgütlü olmayan üyeleri, mesleğini halk
                  Evet, tek bir beyin yetersiz; ama biz bir örgütüz. Kolektivizmin
               yasasını da biliyoruz; "iki artı iki büyüktür dört". "Yetersiz"  Onları devrimin ihtiyaçlarıyla, olanaklarıyla
               beyinlerimizi örgütleyip, bu örgütlü beyinleri birleştirirsek, o  tanıştırıp yeni bir mühendislik anlayışı ya-
               zaman işte devasa bir güç oluruz, oluyoruz da...                 ratmak olacaktır.







        14
                                            1 MAYIS ŞEHİTLERİNİN HESABINI
   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19