Page 13 - Yürüyüş Dergisi 26. Sayısı
P. 13

direnme hakkı, korku ve cesaret gibi  kaldı.                     bizi. Dışarda oturma eylemleri vardı.
            konularda sohbet ettik. Hücreyi ve-  Önce savcı, avukatlarımızla gö-  Sonuç olarak tutuklansaydık da
            rimli hale getirmeye çalıştık.   rüşmeyi kabul etmemiş. Kapısının  gam yemezdik. Çünkü Ankara uzun
              Dördüncü gün emniyette susma  önünde saatlerce oturma eylemi ya-  bir süreden sonra, bu çapta bir eylem
            hakkı kullandık hepimiz. Beşinci  pıldı. Başsavcı vekilinin talimatıyla  yapmamıştı.
            gün sekiz kişi adliyeye çıkarıldık.  avukatlarla görüşmek zorunda kal-  Gün boyu süren sahiplenme, her-
                                            dılar.
              Altıncı günde diğer yedi arkadaş                               kese Nuriye ve Semih'in adını ya-
            çıkarılıp bizim gibi yurtdışına çıkış  Sonra avukatlara ayakta ifade ver-  saklamanın asla mümkün olamaya-
            yasağı ile serbest bırakıldılar.  meyi dayattı. Tabii kimse kabul et-  cağını gösterdi.
                                            medi, savcı geri adım attı.
              Adliye koridorunda ailelerle, avu-                                72 gözaltı ve tamamı serbest.
                                               Bir stajyer avukat arkadaşı, polis
            katlar doluydular. Sınırsız sayıda                                  İnsanlar oraya bedel ödemeye ha-
                                            gibi sorgulamaya çalıştı. "Kimi ta-
            avukat gelip yanımızda oturdu, sohbet                            zır bir şekilde geldiler. Meşru gör-
                                            nıyorsun, nerden tanıyorsun, ne za-
            etti, geldi gitti.
                                            mandır gidip geliyorsun?" gibi sorular  dükleri için korkularına rağmen gel-
                                            sormaya kalktı,  Avukatlar buna da  diler. Bu zafer direnenlere, direnme
            SAVCININ KAPISINDA
                                            izin vermediler. Savcı "sorgusuna"  geleneği yaratanlara ait. Şehitlerimize
            VE ODASINDA                     son vermek zorunda kaldı.        ait.
            OTURMA EYLEMİ                      Sonuçta hissettik ki, dışarıdaki  Nuriye ve Semih’i o zindandan
              Savcı bir sürü sorun çıkardı, fakat  sahiplenme de çok güzeldi. Bir sa-  açlığın koynundan da alacağız. Zaferi
            hepsinde de geri adım atmak zorunda  hiplenme yaratıldığı için bıraktılar  kazanacağız.


           AKP’nin Ruh Hastası Polisleri                    dayız. Onlar için
                                                            düşman statüsün-
           Bir Çocuğumuzu Daha Katletti                     deyiz. Çünkü biz

           Ezdiğiniz Çocuklarımızın Acısı Kadar             adaleti ve onuru,                                 Sayı: 26
                                                            onlar ise çürümüş-
           Büyük Olacak Öfkemiz                             lüğü temsil ediyor.                               Yürüyüş
                                                            Halkız biz, yeniden                              6 Ağustos
              İstanbul Okmeydanı Mahallesi’nde 1 Ağustos’da so-                                                 2017
                                                            doğarız ölümler-
           kakta sukıtır ile oynayan Suriyeli küçük bir çocuk, o
                                                            den. Kimse bu
           sırada sokakta son sürat hızla geçmekte olan polisin
                                                            ‘emir kulu’ safsa-
           akrep denilen zırhlı bir aracının altında ezilerek katledildi.
                                                            tası yaparak akla-
           Konuya ilişkin İstanbul Okmeydanı ve Çayan Halk
                                                            maya çalışmasın.
           Meclisi 1  Temmuz’da yazılı açıklama yayınlayarak  Öyle ki, onlar emir
           kısaca şu sözlere yer verdi;
                                                            kuluysa zalim bir düzenin emirlerini yerine getirmekte-
              “… Olay, Okmeydanı Mahmut Şevket Paşa Mahallesi
                                                            dirler.
           Seyhan Sokak’ta gerçekleşirken çocuğumuzun yaralı
                                                               Okmeydanı halkı; şimdi örgütlenerek halk düşmanlarına
           bedeni zırhlı araçtan inen polisler tarafından karga
                                                            karşı birlikte mücadele etme zamanıdır. Emperyalizme
           tulumba taşınarak aracın içerisine atıldı. Akabinde hızla
                                                            göbekten bağımlı bir düzene ve onun sivil-üniformalı
           uzaklaşan akrep aracı, belki yerinde tıbbi müdahale ile
                                                            teröristlerine karşı Halk Meclisleri’nde birleşelim, mü-
           yaşatılabilecek çocuğumuzun katledilmesine bir kez
                                                            cadele edelim, kazanalım!”
           daha önayak oldu.
              Halkımız; bugün bir çocuğumuz oyun oynarken      Çayan Halk Meclisi:
           AKP’nin ruh hastası polisleri tarafından iki kez katledil-  “… Beş yaşındaki çocuğu ezen katiller çocuğun
           miştir. Bu olayla birlikte şu gerçek bir kez daha açığa  cansız bedenini zırhlı araçlarının arkasına atarak ailesine
           çıkmıştır ki, hepimiz bu ruh hastalarının kullandığı zırhlı  bile haber vermeden kaçırdılar. Katil polisler evlerimizde,
           araçların tekerlekleri arasında birer hedefiz. Ve hepimiz  sokaklarımızda çocuklarımızı katlediyor. Katlettikleri
           sağı solu belli olmayan bu ruh hastalarının her daim el-  halk çocuklarının, dökülen her damla kanımızın hesabını
           lerinde, yanlarında bulundurdukları namlularında ucun-  soracağız!”

                               Dergimizin 26. sayısının yayınlandığı 6 Ağustos 2017 günü;
                            *KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 151. günündeler
                        *Malatya’da direnen KEC’liler ve İstanbul Cevahir AVM önünde direnen Nazife Onay,
                         direnişlerini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdılar, Yüksel Direnişi 271. gününde
                                    *Esra Özakça açlık grevi direnişinin 76. günündeler
                                     *KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 167. gününde
                                        *Mehmet Güvel açlık grevinin 36. gününde

                            Bulunduğumuz Her Yer Direniş Alanıdır!                                             1 13
   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18