Page 57 - Yürüyüş Dergisi 27. Sayısı
P. 57
için bir şeyler yapmalıydık. Düşündük, taşındık bir tiyatro yüzden DEV-GENÇ'li oldum" demişti. Bir konunun anla-
grubu oluşturmaya karar verdik. Grup belki kalıcı olmaya- tımından bir sorunun çözümünde, sakinliğini, sadeliğini
bilirdi ama biz onu bir araç olarak düşünerek hazırlıklara kaybetmeden duru bir dille anlatır, karşısındaki insanı ikna
başladık. Halkın ezilmişliğini, horlanmışlığını anlatan bir eder, kafasını açardı. Öyle ki birçok insan, birim sorumlularına
oyun seçtik. Oyun için davetiyelerden afişlerine, metninden nazaran hep Baki'nin yolunu gözler, her şeylerini onunla
sahne düzenine, tüm bürokratik işlemlerine kadar her şeyi paylaşırlardı.
kendimiz yaptık. Sahneye çıktığımız ilk gün sahne doluydu. Baki'nin aranır duruma düştüğü günlerde birgün bir
Sonraki günlerde de salon hiç boş kalmadı. Böylelikle eve gitmem söylendi. Dikkatli bir şekilde gittim. Baki'nin
Aydın halkı ile öğrenci gençlikle kaynaştık." demişti. Aydın sürekli gidip geldiği bir yerdi burası, Bir aile evi. Tahmin
DEV-GENÇ'lilerin birçoğu böylelikle tanışılmış insanlardı. ettiğim gibi Baki oradaydı. Aile ile birlikte yemek hazırlamış,
Sadece öğrencilerle değil, halktan insanlarla da doğrudan bulaşıkları yıkamış, çay içip haberleri izledikten sonra
diyalog kurulmuştu. Öyle ki o dönem Aydın DEV-GENÇ yatma vakti gelince, aileden izin alarak "biz arkadaşla
diğer illerdeki DEV-GENÇ'lilere kıyasla Ege bölgesinde biraz sohbet edeceğiz" demişti. Her zamanki gibi çok
en kalabalık örgütlenmemizdi. Baki Erdoğan'ın yarattığı sakindi. Yüzünde yine bildik tebessümü vardı. Anlatmaya
bu örgütlenme 1 Mayıs 1991’de Aydın alanına yürüyerek başladı. "Bugün arkadaşla (Demet Taner) randevumuz
çıkmıştı. vardı. Randevu yerine gittim. Ortalık ana baba günü, her
İlerleryen süreç içinde Baki'yi sık sık İzmir'de görmeye köşede polis. Sonra oradan ayrıldım" diyordu. Devam
başladım. Kah bize geliyor, kah diğer DEV-GENÇ'lilerin ederek "arkadaşa söyle bundan sonra daha dikkatli olsun"
evlerine gidiyordu. Sık sık gelirdi bize. Genellikle yorgun dedi ve güncel konuşmalarla sohbetimize devam ettik.
olurdu ama yüzü hep duru, gülen gözleriyle karşısındakine Baki, kişiliği ile hemen herkese güven veriyordu. Bu
umut olurdu, güven verirdi. Yorgun olmasına rağmen güven sayesinde birçok insan saflarımıza katılmıştı. Deni-
bizlerle birlikte ev işyerleri yapar, bir şey konuşulacaksa lebilir ki Ege'de atılım yıllarında örgütlenmiş her insanda
konuşur, yoksa sabahlara kadar kitap-gazete okurdu. Bir emeği vardır.
iki saat uyur ve erkenden çıkardı. O, Parti-Cephe'nin yönetici önder insanının simgele-
Bir gün saflarımıza yeni katılan bir DEV-GENÇ'li "ben rindendir. Şehitlerimizden Demet Taner, Ümit Doğan Gönül,
Baki'nin kişiliğinden, karakterinden çok etkilendim, bu Uğur Sarıaslan, Yusuf Bağ, Baki'nin öğrencileridirler.
Başsağlığı
DHKC Gerilla şe-
hidi Yalçın Çakmak'ın
annesi 8 Ağustos'ta ra-
hatsızlığı nedeniyle ve-
fat etti. Vefatı üzerine
İstanbul Avcılar Halk
Cephesi ailesine ve se-
venlerine başsağlığı di-
leyerek, cenazenin 9
Ağustos'ta Elazığ
Cemevi'nden kaldırı-
lacağını duyurdu.
DEVRİM Aslanın tam midesindeki ekmeği alan halkım
Be heey Kürdistan dağları ant olsun
Be heey memleketimin toprağı "Sözümüz Var" hıncıyla
Her kaçak köşe her ince patika ve tüm keçi "Biz Kazandık" türküsü kardeşlerin nam-
yolları lularında çaldığında
Ve fidanlar, makinalar, mavzerler, pankartlar, Devrimin koca sevecen eli
afişler okşamadık çocuk başı ve
ille de kızıl güller dikilmemiş sökük
size elimiz değmedi kaynamamış tencere bırakmayacak yur-
ayağımız varmadıysa eğer dumda...
ant olsun ve şart olsun
köpeklerin bile sokulmadığı kuytulardan Gülnihal Yılmaz / Ankara Hapishanesi