Page 14 - Yürüyüş Dergisi 51. Sayısı...
P. 14
Biz diyoruz ki; AMERİKA’NIN DESTEKLEDİĞİ HİÇBİR OLAYDA
HALKLARIN YARARINA BİR ŞEY YOKTUR
Biz diyoruz ki; Emperyalizmin üçüncü bunalım döneminde ilerici ya da gerici olmanın, doğru ya da
yanlış olmanın tek ölçütü vardır, o da anti-emperyalist olmaktır. Çünkü artık emperyalizm ve işgal içsel bir
olgudur, çünkü baş çelişki halklar ve emperyalizm arasındadır ve aslolan da bu çelişkinin çözümüdür. Em-
peryalizme karşı olan kim olursa olsun desteklenmelidir.
Biz diyoruz ki; ABD’nin Tunus’tan başlayarak tüm Kuzey Afrika ve Ortadoğu’yu kendi emperyalist
çıkarlarına göre düzenleme, yeryüzünde kendisine karşı çıkan kimseyi bırakmama üzerine kurulu saldırı
planlarında sıra İran’a gelmiştir. Tunus’ta, Libya’da ne yaşanmışsa, Suriye’de ne yaşanmışsa, dün Irak’ta
ne yaşanmışsa, bugün İran’da da yaratılmaya, yaşatılmaya çalışılan aynısıdır.
Biz diyoruz ki; Ortada hiç kimse için, ne dünya halkları için, ne kendisine sol, ilerici, devrimci
örgütler için sır olan, giz olan bir şey yoktur. ABD zaten İran’ı önünde engel olmaktan çıkaracağını
yıllardır ilan etmiştir. Bunun için yıllardır ambargo altındadır İran. Bunun için sürekli nükleer silahları
olduğu anti-propagandasıyla ABD İran’ı dünya halklarından tecrit ederek, saldırılarına meşruluk
kazandırmaya çalışmaktadır.
Biz diyoruz ki; İran’da iktidarda emperyalizmin işbirlikçisi bir iktidar yoktur, işbirlikçi olmayı, em-
peryalizme boyun eğmeyi reddeden her iktidar niteliği ne olursa olsun desteklenmelidir. Dünyanın
başçelişkisi emperyalizimin karşısında halklar cephesinde yer alan her hareket, her iktidar desteklenmelidir.
Bunun için bugün yerimiz ABD’nin yanı değil, İran halklarının yanıdır. Tarafsızlık yoktur. Her tarafsızlık
yanlıştan taraf olmaktır. Türkiye solu bu konuda Çavuşesku’dan, 1991 Körfez Krizi adı verilen Irak
işgalinden bu yana kötü bir sınav vermiştir. Son İran provakasyonundaki tavrı tarihten ders çıkarmadığını
göstermiştir. Yine emperyalizmin hesapları unutulmuş, başçelişki olduğu unutulmuş ve İran iktidarının
halkına yönelik baskı ve zulmü alınan tavrın odağına konulmuştur.
Sayı: 51
Biz diyoruz ki; Bir iktidar halkını baskıyla, sömürüyle yönetiyor olsa da dışarıdan hiçbir gücün buna
Yürüyüş
müdahale etme hakkı yoktur. Meşru değildir. Özgürlük, bağımsızlık ve sosyalizm ancak o halkın kendi
28 Ocak
savaşıyla, örgütlenmeleriyle elde edilebilir. Bunlar dışardan niteliği ne olursa olsun hiçbir güç tarafından
2018
bahşedilemez. Hele ki emperyalizme bu noktada bir rol biçmek tarihsel bir yanılgıdan öte, ideolojik olarak
çürümenin, ideolojik olarak M-L dışına savrulmanın, düşman saflarına sol cepheden destek vermenin ta
kendisidir. İlerici değil gerici, devrimci değil uzlaşmacı bir
tavırdır. İran’da Ocak ayı başında yaşanan gelişmelerde de ül-
kemiz solunun tavrı devrimden, devrimcilikten uzak bir tavır-
dır.
Biz diyoruz ki; ABD’nin “ABD barışçıl göstericilerin
tutuklanmasını sert bir şekilde kınıyor. Bütün ülkelere İran
halkını ve onların temel haklarına sahip çıkma ve yolsuzluğa
son verme çabalarını açıkça desteklemeleri çağrısında bulunu-
yoruz.” açıklaması yeterlidir hangi tavrı alacağımızı belirlemeye.
Çünkü emperyalizm ne diyorsa tersini düşünmek devrimci
olandır. Binlerce yıllık dünya halklarının direniş tarihi bize
öğretmiştir ki egemenler ile halkların çıkarları asla yanyana
gelemez. Birinin olduğu yerde diğerine ölüm vardır. 150 yıllık
sosyalizm uğruna mücadeleler tarihi göstermiştir ki “bir çocuk
ağlarsa dağ başında/gözyaşında Amerika akar... Kişi kişiye
köle tutulduysa, asıldıysa/darağaçlarında Amerika var”. Ame-
rika’nın desteklediği hiçbir olayda halkın yararına bir şey
yoktur. Olamaz.
Biz diyoruz ki; Dört bir yanı Amerikan üsleriyle çevrili
petrol ve doğalgazdan zengin büyük bir bölgedir İran. Denetimi
dışındaki bu bölge elbette hem emperyalizmin ekonomik çıkarları
14
SESSİZLİK TESLİMİYETE, TESLİMİYET İŞBİRLİĞİNE,