Page 77 - Kuran'da Adalet ve Hoşgörü
P. 77

Darwinizm'in Çöküflü                   75

                Oparin'in yolunu izleyen evrimciler, hayatın kökeni konusunu
            çözüme kavuşturacak deneyler yapmaya çalıştılar. Bu deneylerin
            en ünlüsü, Amerikalı kimyacı Stanley Miller tarafından 1953 yılın-
            da düzenlendi. Miller, ilkel dünya atmosferinde olduğunu iddia et-
            tiği gazları bir deney düzeneğinde birleştirerek ve bu karışıma
            enerji ekleyerek, proteinlerin yapısında kullanılan birkaç organik
            molekül (aminoasit) sentezledi.
                O yıllarda evrim adına önemli bir aşama gibi tanıtılan bu de-
            neyin geçerli olmadığı ve deneyde kullanılan atmosferin gerçek
            dünya koşullarından çok farklı olduğu, ilerleyen yıllarda ortaya çı-
            kacaktı. ("New Evidence on Evolution of Early Atmosphere and Life",
            Bulletin of the American Meteorological Society, c. 63, Kasım 1982, s.
            1328-1330) Uzun süren bir sessizlikten sonra Miller'in kendisi de
            kullandığı atmosfer ortamının gerçekçi olmadığını itiraf etti. (Stan-
            ley Miller, Molecular Evolution of Life: Current Status of the Prebiotic
            Synthesis of Small Molecules, 1986, s. 7)
                Hayatın kökeni sorununu açıklamak için 20. yüzyıl boyunca
            yürütülen tüm evrimci çabalar hep başarısızlıkla sonuçlandı. San
            Diego Scripps Enstitüsü'nden ünlü jeokimyacı Jeffrey Bada, evrim-
            ci Earth dergisinde 1998 yılında yayınlanan bir makalede bu ger-
            çeği şöyle kabul eder:
               Bugün, 20. yüzyılı geride bırakırken, hala, 20. yüzyıla girdiğimiz-
               de sahip olduğumuz en büyük çözülmemiş problemle karşı kar-
               şıyayız: Hayat yeryüzünde nasıl başladı? (Jeffrey Bada, Earth, Şu-
               bat 1998, s. 40)


               Hayatın Kompleks Yapısı
                Evrim teorisinin hayatın kökeni konusunda bu denli büyük bir
            açmaza girmesinin başlıca nedeni, en basit sanılan canlı yapıların
            bile inanılmaz derecede karmaşık yapılara sahip olmasıdır. Canlı
   72   73   74   75   76   77   78   79   80   81   82