Page 32 - Davamız Metafiziktir
P. 32

SONUÇ

                   Yazımız boyunca Kuran ayetleri ışığında anlattığımız üzere, günümüzde Sayın Adnan
                   Oktar  ve  arkadaşlarına  atılan  iftiraların,  yapılan  baskı,  zulüm,  eziyet  ve  saldırıların
                   geçmişte  yaşamış  elçilere  ve  salih  müminlere  yöneltilenlerle  mucizevi  bir  biçimde
                   birebir aynı olduğu açıkça görülmektedir.

                   Bu  olağanüstü  durum  da  Sayın  Adnan  Oktar  ve  arkadaşlarının,  aynen  geçmişte
                   yaşamış samimi, salih Müslümanlar gibi Cenabı Allah'ın yakın takip ve inayetinde
                   olduklarının çok açık göstergelerinden biridir.

                   Sayın Adnan Oktar ve arkadaşları, tüm iman edenler gibi bilmektelerdir ki her
                   şeyin  hakimi  ve  tek  sahibi  olan  Allah,  müminlerin  dostu  ve  vekilidir.  Sonsuz
                   merhamet ve şefkat sahibi olan Rabbimizin, her zaman, her şeyi en güzel, en
                   hayırlı,  en  adil  ve  en  hikmetli  şekilde  yarattığının  bilinciyle  yalnızca  O'na
                   dayanıp güvenmektedirler. Allah'ın dışında hiçbir kimseden korkuları yoktur.
                   Tüm  iftira,  saldırı,  tehdit,  zulüm,  eziyet,  canlarına  ve  mallarına  kastedilmesi
                   onların ancak imanlarına iman katmaktadır. Ve Allah'tan hem kendileri hem de
                   tüm Müslümanlar için en güzel sonucu ümit edip beklemektedirler. Umulur ki
                   Allah da onların bu güzel tevekkül ve davranışları, sabretmeleri ve sadakatleri
                   nedeniyle onlara ümit ettikleriyle karşılık verecektir. İNŞAALLAH.




                     ANCAK İMAN EDENLER, SALİH AMELLERDE BULUNANLAR VE ALLAH'I ÇOKÇA
                     ZİKREDENLER İLE ZULME UĞRATILDIKTAN SONRA ZAFER KAZANANLAR (VEYA
                      ÖÇLERİNİ ALANLAR) BAŞKA. ZULMETMEKTE OLANLAR, NASIL BİR İNKILABA
                              UĞRAYIP DEVRİLECEKLERİNİ PEK YAKINDA BİLECEKLERDİR.


                                                    (Şuara Suresi, 227)
   27   28   29   30   31   32