Page 400 - Risale-i Nur - Lem'alar
P. 400

FİHRİST                                                                                                                              403


                                                                     Sahife No:

                 Y İ R M İ Ü Ç Ü N C Ü    L E M ' A :   ..........................    176-194

                 Otuzbirinci  Mektub'un  Yirmiüçüncü  Lem'ası olan  "Tabiat  Risale-
          si"dir.  Tabiattan  gelen  fikr-i  küfrîyi,  dirilmeyecek  bir  surette  öldüren  ve
          küfrün temel taşını zîr ü zeber eden ve çok çirkin ve müstekreh ve gayr-ı
          makul  mudıll  efkârı,  insaflı  kafilelerden  tardedip,  çıkaran  ve  Saadet-i
          Ebediyenin o hakikatlı yollarını pek ehemmiyetli, çok şirin ve gayet zevkli
          bir surette açarak, Dellileriyle, Bürhanlarıyla isbat eden ve Müellifine ebedî
          Rahmet  okunmasına  vesile  olan,  âlî,  gayet  kıymetdar  bir  Risaledir.  Bu

                           ى
                                      ى
                   ى

          Risale,    ر ْ    َل   ْاو   تاوم َ َ ٰ  ل   س  ا ىرطا َ     َ ٌّ ك      ف  ى  ٰ    فِ    ا   للّ      ش  ى    َا م   هُلس   ر ت    ق   َلا  Âyet-i Keri-
                  ض
                                                                 َ
                                                       ْ
                                                           ُ ْ
                        َ
                                                        ُ ُ
          mesinin bir Tefsir-i Vâzıhı olup, "Cenab-ı Hak hakkında şek olamaz ve
          olmamalı" demekle, Vücud ve Vahdaniyet-i İlahiyeyi bedahet derecesinde
          gösterir. Şu Sırrı izahtan evvel, bir İhtar ile, binüçyüz otuzsekiz senesinde
          ordu-yu İslâmın yunan'a galebesinden neş'e alan Ehl-i İmanın kuvvetli efkârı
          içine  gayet  müdhiş  bir  zendeka  fikri  girmek  üzere  iken,  o  zendeka
          mefkûresinin başını dağıtmak gayesiyle Ankara'da Arabça olarak tabedilmiş
          olan bu Risalenin, sonra aynen Türkçeye tercüme edildiğini hatırlatır.

                 MUKADDEME:  İnsanların  ağzından  çıkan  ve  dinsizliği  işmam
          eden  ve  Ehl-i  İmanın  bilmeyerek  istimal  ettikleri  kelimelerin  en
          mühimlerinden üç tanesini beyan eder.

                 B i r i n c i    K e l i m e : "Evcedethü-l Esbab" yani esbab-ı âlem
          icad ediyor.

                 İ k i n c i    K e l i m e : "Teşekkele Binefsihi" yani kendi kendine
          oluyor.

                 Ü ç ü n c ü    K e l i m e : "İktezathü-t Tabiat" yani tabiat iktiza
          edip, yapıyor.

                 Bu üç dehşetli kelimelerin, lâakal doksan muhalatı tazammun eden
          üçer  muhalden  dokuz  muhal  ile,  açtıkları  üç  yolu  tamamen  kapayarak,
          dördüncü yol olan "Tarîk-i Vahdaniyet" ile, bilcümle
   395   396   397   398   399   400   401   402   403   404   405