Page 515 - Risale-i Nur - Sözler
P. 515
YİRMİDOKUZUNCU SÖZ – İKİNCİ MAKSAD 517
o kadar beden değiştirdiği halde, bilbedahe aynen bâki kalmıştır. Öyle ise;
mâdem cesed gelip geçicidir. Mevt ile bütün bütün çıplak olmak dahi Ruhun
Bekasına tesir etmez ve mahiyetini de bozmaz. Yalnız müddet-i hayatta
tedricî cesed libasını değiştiriyor. Mevtte ise birden soyunur. Gayet kat'î bir
Hads ile belki müşahede ile sabittir ki, cesed Ruh ile kaimdir. Öyle ise Ruh,
onun ile kaim değildir. Belki Ruh, binefsihi kaim ve hâkim olduğundan;
cesed istediği gibi dağılıp toplansın, Ruhun istiklaliyetine halel vermez.
Belki cesed, Ruhun hanesi ve yuvasıdır, libası değil. Belki Ruhun libası bir
derece sabit ve letafetçe Ruha münasib bir gılaf-ı latifi ve bir beden-i misâlîsi
vardır. Öyle ise, mevt hengâmında bütün bütün çıplak olmaz, yuvasından
çıkar, beden-i misâlîsini giyer.
İKİNCİ MENBA': Âfâkîdir. Yâni, mükerrer müşahedat ve müteaddid
vakıat ve kerrat ile münasebattan neş'et eden bir nevi hükm-ü tecrübîdir. Evet
tek bir Ruhun ba'de-l memat Bekası anlaşılsa, şu Ruh nev'inin külliyetle
Bekasını istilzam eder. Zira fenn-i mantıkça kat'îdir ki: Zâtî bir hassa, birtek
ferdde görünse; bütün efradda dahi o hassanın Vücuduna hükmedilir. Çünki
zâtîdir. Zâtî olsa, her ferdde bulunur. Halbuki değil bir ferd, belki o kadar
hadsiz, o kadar hesaba, hasra gelmez müşahedata istinad eden âsâr ve Beka-
i Ervaha delalet eden emarat, o derece kat'îdir ki; bize nasıl Yeni Dünya, yâni
Amerika var ve orada İnsanlar bulunur; o İnsanların Vücudlarına hiç vehim
hatıra gelmez. Öyle de şübhe kabul etmez ki, şimdi Âlem-i Melekût ve
Ervahta; ölmüş, vefat etmiş İnsanların Ervahı pekçok kesretle vardır ve
bizimle münasebettardırlar. Manevî hedayamız onlara gidiyor, onların
nurani Feyizleri de bizlere geliyor. Hem Hads-i Kat'î ile vicdanen
hissedilebilir ki; İnsan öldükten sonra esaslı bir ciheti bâkidir. O esas ise
Ruhtur. Ruh ise, tahrib ve inhilale maruz değil. Çünki basittir, Vahdeti var.
Tahrib ve inhilal ve bozulmak ise; kesret ve terkib edilmiş şeylerin şe'nidir.
Sâbıkan beyan ettiğimiz gibi; Hayat, kesrette bir Tarz-ı Vahdeti temin eder,
bir nevi Bekaya sebebiyet verir. Demek Vahdet ve Beka, Ruhta esastır ki,
ondan kesrete sirayet eder. Ruhun fenası, ya tahrib ve inhilal iledir. O tahrib
ve inhilal ise, Vahdet yol vermez ki girsin, besatet bırakmaz ki bozsun.
Veyahut i'dam iledir. İ'dam ise Cevvad-ı Mutlak'ın hadsiz Merhameti
müsaade etmez ve nihayetsiz Cûdu bırakmaz ki, verdiği Nimet-i Vücudu o
Nimet-i Vücuda pek müştak ve lâyık olan Ruh-u İnsanîden geri alsın.
ÜÇÜNCÜ MENBA': Ruh Zîhayat, Zîşuur, Nuranî, Vücud-u Haricî
giydirilmiş, Câmi', Hakikatdar, Külliyet Kesbetmeğe müstaid bir Kanun-u