Page 57 - Yürüyüş Dergisi 24. Sayısı
P. 57

Hüseyin TAŞ:                                 M. Ali BALOĞLU:                  Zekai
                      1 Ağustos 1979’da “Emperyaliz-               Ağustos 1979’da, Hi-             BÖLÜKBAŞI:
                    me, Faşizme, Pahalılığa ve İşsizliğe         sarüstü’nde bir gecekon-             Ağustos
                    Karşı Mücadele” kampanyasında, yağ           du mahallesinde, gece-             1979’da şehit
                    kamyonunun kaçırılarak, yağların             kondu yıkımına karşı               düştü
                    yoksul halka dağıtılması eyleminde,          koyarken, jandarmalar
          Hüseyin Taş  polis tarafından vurularak katledildi.  M.Ali Baloğlu  tarafından öldürüldü.  Zekai Bölükbaşı



                      Şükran KURU:                          Okan YILDIRIM:                         Mehmet
                      Ağustos 1980’de, Kon-                 İstanbul’da bulunduğu evde,            AKŞER:
                    ya’da, faşist terörün en yoğun        bir kaza sonucu silahın ateş al-           1980 Ağusto-
                    olduğu dönemde, devrim saf-           masıyla, 4 Ağustos 2003’te ara-          su’nda aramızdan
                    larında yer aldı, anti-faşist         mızdan ayrıldı. Henüz 17 yaşında         ayrıldı.
                    mücadeleye katıldı. Faşistler         devrimci bir liseliydi. O yaşında,
          Şükran Kuru  tarafından katledildi.   Okan Yıldırım  kaç kez işkencelerden geçmişti.  Mehmet Akşer


                          Friedrich ENGELS:                   önderlik yaptı. İlk komünist örgütlenme, ilk Enternasyonal,
                          “Emekçi, insanlığını, ancak burjuvaziye  Marks’la birlikte onun eseriydi. Yaşamı boyunca, barikatlardan
                       nefret ve isyanla kurtarabilir.”      barikatlara koşarken, Anti-Dühring, Ailenin Özel Mülkiyetin
                          Almanya, şimdiki Wupertal’da 1820’de  ve Devletin Kökeni, Doğanın Diyalektiği gibi eserler verirken,
                       dünyaya gelen Engels, 5 Ağustos 1895’de  sınıfsız ve özel mülkiyetsiz yeni bir toplumun kurulması
                       Londra’da yaşamını yitirdi.            amacına sadık kalarak ölümsüzleşti. Lenin’in deyimiyle o,
                          Tüm yaşamı boyunca, teorisiyle, pratiğiyle  sosyalizmin meşalesiydi. Meşale, hala yanmaya ve yolumuzu
           Friedrich Engels
                       proletaryanın, ezilen halkların mücadelesine  aydınlatmaya devam ediyor.



                      Anıları Mirasımız                       reken her zorluk onda coşku yaratıyordu. Bu coşkuyla '93 Şu-

                                                              bat'ında, tutsaklığa kendi elleriyle son vermişti.
                                                                 Kısa bir süre Ankara'da bulunduktan sonra, yine o çok
         Mustafa SEFER’i bir gerilla yoldaşı anlatıyor:
                                                              sevdalı olduğu dağlarla kucaklaşmıştı. Artık Toros Dağları'nı
         Şimdi Toros Dağları sizi söylüyor...                 adımlıyordu. Her fırsatta ise Dersim dağlarına olan özlemini
                                                              belirtmekten de geri durmuyordu; "Dağlar gibisi yok. Ama
           Mustafa Sefer yoldaşın dağlara sevdası, doğup büyüdüğü
        Dersim dağlarından geliyordu. O, Dersim'in dağlarında yetişmiş,  Dersim dağları gibisi hiç yok" derdi.
        büyümüş, daha küçük yaşta Devrimci Sol gerillalarını tanımıştı.  Birliğe yeni katılan yoldaşları, karşısına alıp konuşmaya
           "Gerilla olmak... Dersim dağlarında Devrimci Sol gerillası  başlamıştı. Sorduğu ilk sorulardan biri de "Gerilla Kimdir?"
        olmak..." Mustafa Sefer yoldaşın, tüm çocukluğunun özlemini  olmuştu. Sorunun hemen ardından cevabını da yine kendisi
        ifade eden kelimeler... Nitekim çok geçmeden Dersim dağlarında  vermişti; "Gerilla, en iyi atlayıp-zıplayan, en iyi silah kullanan
        gerillaydı.                                           demek değildir. Kuşkusuz bunları yapmak, öğrenmek, hatta
           Zulmü, baskıyı, acıları yaşamında görmüş, öğrenmişti. Ve  en iyisi olmak gerekir. Ama tüm bunlardan önce iyi bir gerilla
        savaşmanın, tek kurtuluş yolu olduğunu biliyordu. Kavganın,  Hareket’e bağlı, inançlı, kararlı ve ne için savaştığını bilendir.
        savaşın tam ortasında safların en önündeydi. Bir hainin ihbarı  Eğer bunları biliyorsan en iyi atlayıp-zıplayan, en iyi silah
        sonucu, düşmanın kurduğu pusuya düşmüş, birliğin en önünde  kullanabilen olmak hiç de zor değil" demişti.
        yürürken pusuyu fark etmiş, yoldaşlarına pusuyu haber verip,  Komutandı, savaşçıydı, gerillaydı... Ama hepsinden önce
        birliğin kayıp vermeden kurtulmasını sağlarken, kendisi tutsak  yoldaştı. Acılarını, sevinçlerini, duygularını sürekli paylaşmak
        düşmüştü.                                             isterdi. Paylaşımın, yoldaşlığın temel taşı olduğunu bilirdi ve
           Başı dik olarak girdiği işkencehanelerden, yine başı dik  bizim de bilince çıkarmamız için çabalardı. Bildiklerini öğret-
        olarak çıkmıştı. Tutuklandıktan sonra çıktığı mahkemede, ha-  mekten ve öğrenmekten büyük mutluluk duyardı. Savaşçılarını,
        kimin "mesleğin" sorusuna verdiği yanıt; "Tam teçhizatlı Dev-  sürekli öğrenmeye teşvik ederdi. Savaşçıları genelde genç ve
        rimci Sol gerillasıyım"dı.                            tecrübesizdi. Öğrenmeye olan ihtiyacımızın çok fazla olduğunu
           Darbecilik sürecinde tereddütsüz önderliği ve Hareket’i  biliyordu. Soru sormadığımızda; "Niye sormuyorsunuz? Yoksa
        sahiplenmişti. Darbecilik kinini; "hepsini öldüreceksin" diyerek  öğrenecek bir şeyiniz yok mu?" diye yarı şaka yollu, yarı
        ifade ediyordu.                                       kızgın bizi öğrenmeye teşvik etmeye çalışır ve niye öğrenmek
            Sürecin zorluklarını ve görevlerini biliyordu. Aşılması ge-  gerektiğini, bunun yararlarını uzun uzun anlatırdı. Yaşamın
   52   53   54   55   56   57   58   59   60